Ağız Felci Belirtileri

Ağız Felci Belirtileri :

Sinir sistemindeki ya da doğrudan doğruya kaslardaki bir bozukluk sonucunda, kol ve bacaklan hareket ettirme, yürüme, konuşma gibi istemli hareketlerin yapılamamasıdır. Kısacası felç terimi başlı başına bir hastalığı tanımlamaz; nedeni ne olursa olsun, kas gücünün geçici ya da kalıcı olarak yitirilmesini kapsayan çok genel bir terimdir.

Bu nedenle sinir sistemindeki herhangi bir bozukluğun ya da hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Örneğin omuriliğe yerleşen bir virüsün yol açtığı çocuk felcinde de,omurilikteki bozmaddenin yıkıma uğraması bazen felçle sonuçlanır {bak. ÇOCUK FELCİ). Ama felç bu tip bulaşıcı hastalıklann yaygın belirtilerinden biri değildir.

Hatta sinir sisteminde herhangi bir bozukluk olmaksızın doğrudan kasların zayıflayarak güçsüz düşmesinden kaynaklanan felçlere de daha seyrek rastlanır. Buna karşılık beyin dokulannın örselenmesi ya da yıkıma uğraması, özellikle kol ve bacak kaslarını denetleyen sinirlerdeki bir iletim bozukluğu, beyin kanaması, beyin urlan ve beyne giden kan akımının çeşitli nedenlerle azalması en sık karşılaşılan felç nedenleridir.

Felç yalnızca bir kası etkileyebileceği gibi vücudun bir bölümünü ya da bütün iskelet kaslannı da tutabilir. Yalnız iki bacağı etkilemişse belden aşağı felç ya da kötürümlük (parapleji), vücudun bir yansını, örneğin yalnızca sağ kol ile sağ bacağı etkilemişse yarım felç (hemipleji), her iki kol ve bacağı tutmuşsa tam felç (kadripleji) söz konusudur. Dünyada ortalama 300 çocuktan birinde doğuştan felç görülür.

Bunun nedeni her zaman tam olarak saptanamasa da, bebeğin anne karnındaki gelişmesi sırasında bazı beyin hücrelerinin yıkıma uğraması, kan uyuşmazlığından ileri gelen ağır doğum sarılığı, güç bir doğum sırasında beynin zarar görmesi ya da annenin kanından bebeğin beyin dokulanna kısa bir süre için yeterince oksijen gidememesi olabilir. Sonuçta beyindeki bir yapı ya da gelişme bozukluğundan kaynaklandığı için, doğuştan olan bu tip felçlere beyin felci de denir.

Yeni doğmuş bebeklerin hareketleri genellikle düzensiz ve sarsak olduğu için, doğumdan sonraki ilk birkaç ay içinde çocuğun felçli olduğu anlaşılmayabilir. Ama bir süre sonra çocuk normal gelişmesini gösteremez; örneğin bir oyuncağa uzanıp yakalayamaz, oturtulduğunda vücudunu dik tutamaz, zamanı gelince emeklemeye, yürümeye ya da konuşmaya başlayamaz. Doğuştan felç, çocuk büyüdükçe kötüye giden ya da ağırlaşan bir bozukluk değildir; ama iyileşme olasılığı da yoktur. Çocuk yürüme çağına geldiğinde koltuk değneklerine, tekerlekli sandalyeye ya da sakatlar için tasarlanmış öbür yardımcı araçlara gerek duyacaktır.

Felçli doğan çocukların bir bölümü kollanrı ya da bacaklarını hiç hareket ettiremezken, bir bölümü düzensiz ve sarsak hareketler yapabilir. Bazen felçli organ gevşek ve sarkıktır; ama çoğu kez kaslar gevşeyeceğine iyice kasıldığı için, organ doğal olmayan bir durumda, tıpkı kramp girmiş gibi kasılı kalabilir. Örneğin felçli kol bükülmüş ve çocuğun eli koltuk altına gelecek biçimde vücuduna yapışıp kalmıştır. Bu kasılmalı ya da spazmlı felç bazen zekâ geriliğine, bazen de işitme, görme ve konuşma bozukluklarına yol açabilir.

Ama bu kusurla doğmuş "spastik çocuklar"dan çoğunun asıl sorunu, zekâ düzeyi normal olduğu halde, hareketlerindeki eşgüdüm eksikliğinden kaynaklanan sarsaklık ve konuşma güçlüğü nedeniyle zekâ özürlü sanılmasıdır. Bu nedenle çocuğun bu fiziksel ya da zihinsel özürlerini yenmesinde ona yardımcı olabilmek için ailesine, yakın çevresine, doktoruna, öğretmenlerine ve arkadaşlarına büyük görevler düşer.

En yaygın felç nedenlerinden biri de, beyinde yapısal bir bozukluk söz konusu olmadığı halde beyindeki kan dolaşımının aksamasıdır (bak. Kan). Birdenbire ortaya çıktığı için inme denen bu tip felç ya da tıp dilindeki adıyla apopleksi, bugün birçok ülkede kazalardan, kanserden ve kalp hastalıklanndan sonra en yaygın ölüm nedenleri arasında dördüncü sırayı alır. İnme gençlerde çok seyrek görülen ve genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan bir felç tipidir. Yüksek kan basıncı (tansiyon), kalp ve damar hastalıkları, damar sertliği, şeker hastalığı ve sigara tiryakiliği inme tehlikesini artıran etkenlerin başında gelir.

Felçle sonuçlanan dolaşım bozukluğunun en yaygın nedenlerinden biri beyne giden kan akımının azalması, öbürü de beyin kanamasıdır. Bunlardan ilki, beyne giden büyük atardamarlardan birinin ya da beyindeki daha küçük atardamarlann bir kan pıhtısıyla tıkanmasından ileri gelir. Bu tıkanıklık, yeterince kan ve oksijenle beslenemeyen beyin dokusunun ölümüne yol açar. İkinci neden ise yüksek kan basıncına ya da bir damar hastalığına bağlı olarak beyindeki atardamarlardan birinin yırtılmasıdır.

Bu felcin belirtileri, yıkıma uğrayan beyin dokusunun büyüklüğüne ve yerine bağlı olarak değişir. Örneğin konuşma, yürüme, kol ve bacak hareketleri, görme gibi işlevlerden sorumlu olan beyin bölgelerinin ya da merkezlerinin yıkıma uğraması bu işlevlerin yerine getirilmesini engeller. Eğer inmeli kişi konuşamıyorsa ve sağ kolu ile sağ bacağı felç olmuşsa, beynin sol yarısındaki özel bir bölge yıkıma uğramış demektir; çünkü beynin sol yarısı vücudun sağ yanını, sağ yansı da sol yanını denetler. Hastanın güçsüz düşmesi, baş dönmesi ve görme bulanıklığı gibi belirtiler ise beynin arka bölümündeki dokulann zarar gördüğünü gösterir (bak. BEYİN).

Beynin bir bölgesine giden kan akımının kısa bir süre için kesilmesinde de inmeye benzer belirtiler görülür. Ama kaslardaki tutulma felçten çok daha hafiftir ve genellikle birkaç dakika sürer. Bununla birlikte, kol ve bacaklarda belirgin bir uyuşma biçiminde hissedilen bu hafif ve geçici felcin sık sık yinelemesi kalıcı bir inme olasılığını artınr. Ortalama olarak, beyindeki kan dolaşımı bozukluğuna bağlı olan felçlerin üçte biri iz bırakmadan geçer, üçte biri kalıcı felçle, üçte biri de ölümle sonuçlanır.

Sigara içmemek, kan basıncını düzenli olarak ölçtürmek, ileri yaşlarda çok ağır ve yorucu yaşam koşullanndan kaçınmak gibi genel sağlık kurallanna uymakla inme tehlikesi büyük ölçüde engellenebilir. Yüksek kan basıncını ve kalp hastalıklannı sürekli denetim altında tutmak, damar tıkanıklığına yol açabilecek bir kan pıhtısının oluşma tehlikesine karşı pıhtılaşma önleyici ilaçlar kullanmak, göğüs ya da boyun atardamarlanndaki pıhtılan ameliyatla temizleyerek damar tıkanıklığını gidermek etkili tedavi yöntemleridir.

Ne var ki, yıkıma uğramış beyin dokusunun yenilenmesi olanaksızdır. Gene de, zamanla beynin öbür bölümleri yıkıma uğramış dokulann görevini üstlenerek felçli kaslann denetimini ele alabilir. Böyle bir tedavi, uzman doktorlann denetiminde yürütülen çok uzun bir süreçtir. Ama öncelikle kendi isteği ve iradesi, aynca ailesinin ve dostlannın desteğiyle bunu başararak felci atlatan birçok hasta vardır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp