Dışarıdan Gelenler

Dışarıdan Gelenler :

Solunumla alınanlar

Egzoz gazları, sigara dumanı, fabrikalardan salınan gazlar, havalandırma sistemleri, evlerde,
endüstride ve tarımda kullanılan kimyasal maddeler.

Bunların düşük dozları göz ve solumum yollarını tahrip eder. Çok kirli alanlarda yaşayanlarda
astım gibi daha ciddi sorunlara yol açabilir. Havadaki zehirli maddeler bağışıklık sistemini
zayıflatır, kanser riskini artırır ve ani ölümlere yol açabilir.

Yiyeceklerle alınanlar

Tarımda tohumları hastalıklara karşı dirençli kılmak için kullanılan ilaçlar ve spreylerin çoğu
bir dereceye kadar toksik. Bunlardan üretilen meyve ve sebzeler de haliyle bu toksinleri
taşıyorlar. Bu yüzden meyvelerin kabuğunu kalın soyarak yemekte fayda var. Ama bu durumda
kabuklarda bulunan önemli besin maddelerini de çöpe atmış oluyoruz. İşin kötü yanı, soysak da,
rendelesek de yine de bu toksinlerden tamamıyla kurtulamıyoruz.

Yiyecekler satış yerlerine tarladan çıktığı gibi gelmiyor. Bir yiyecek tabağınıza gelinceye kadar
sayısız işlemden geçiyor. Boyanıyor, rengi açılıyor, zenginleştiriliyor, saflaştırılıyor, korumak için
koruyucu maddeler ilave ediliyor, sentetik tatlandırıcılar katılıyor. Sebze ve meyvelerin raf
ömrünü uzatmak için spreyler de kullanılıyor.

Durun daha bitmedi! Bir de hayvanlara verilen antibiyotikler ve büyüme hormonları var.
Marketlerde dolu dolu raflardan yiyecek seçerken bunları hiç aklınıza getiriyor muydunuz?
Bu bilgileri aldıktan sonra, bundan böyle alışveriş yaparken daha seçici olacağınızı düşünüyoruz.
Türkiye'de henüz organik yiyecek kavramı yerleşmedi. Organik yiyecek hiçbir kimyasal katkı
maddesi kullanılmadan tamamen doğal olarak üretilen yiyeceklere verilen ad. Bu tabii ki bilinç,
arz-talep meselesi. Avrupa ülkelerinde büyük süpermarketlerin hemen hepsinde organik yiyecek
bölümü var. Bu bölümde satılan yiyecekler diğerlerine göre biraz daha pahalı. Çevrenizde, küçük
arazilerinde doğal yöntemlerle ürettiklerini satanlar varsa bu kişilerden alışveriş yapabilirsiniz.

Suyla alınanlar

İçtiğimiz su da toksin içeriyor. Su için iki seçenek var: ya musluk suyu veya şişe suyu.

Musluk suyunun tarımsal ve endüstriyel atıklarla kirlenmiş olma riski var. Filtre etmeden
içmeyin. Musluk suyunu yemeklerinizde de kullanmayın. Suyu kaynatmak mikropları öldürüyor ama
kimyasal maddeler, metaller olduğu gibi kalıyor.

Şişe suyuna gelince; güvenilir bir şirketten almalısınız. Eğer bütün apartman aynı yerden
alıyorsa, bir laboratuarda kontrol ettirebilir, böylece boşa para harcayıp harcamadığınızı görebilirsiniz.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp