Endometriozis Faktörler

Endometriozis Faktörler

Endometriozis; rahim (uterus) iç tabakasýna ait olan endometriyal hücrelerin (endometrium) rahim dýþýnda bir yerde bulunmasýdýr. Bu ektopik endometrium normal endometrium gibi vücuttaki aylýk hormonal deðiþikliklere cevap verebilmektedir. Histolojisi tamamen iyi huylu olan bu hastalýk, davranýþ olarak kötü karakter gösterebilmekte, çevre doku ve organlara yayýlarak pelvis içinde ciddi yapýþýklýklara ve tümoral kistik yapýlara yol açabilmektedir.

Popülasyonda bu hastalýðýn insidansýnýn tam olarak belirlenmesi oldukça zor olmasýnýn yanýnda; evrensel literatürde hastalýðýn görülme sýklýðý ile ilgili en yaygýn yaklaþým %3 ile %10 arasýnda olduðu þeklindedir. Yapýlan araþtýrmalarda infertilite (kýsýrlýk) problemi olan kadýnlarda %20-%40, dismenore (adet aðrýsý) þikayeti olanlarda ise %40-%60 oranýnda endometriozise rastlanmýþtýr. Ýnfertil çiftlerde endometriozise fertil çiftlere oranla 7-10 kat daha fazla görülmektedir.

YAÞ: Hastalýk hemen hemen 25-30 yaþlar arasýnda, reprodüktif (üretken) çaðdaki kadýnlarda ortaya çýkar. Gerçek prevalansý bilinmemesine raðmen son zamanlarda adolesanlarda da ortaya çýktýðýný bildiren yayýnlarda ki artýþ da oldukça dikkat çekmektedir. Nadiren de olsa postmenopozal kadýnlarda da ortaya çýktýðý bildirilmiþtir. Fakat araþtýrmalar incelendiðinde bu kadýnlarýn hormon tedavisi almakta olduklarý da tespit edilmiþtir.

IRK: Esas görüþ zayýf siyah ýrktan kadýnlar idi fakat yapýlan araþtýrmalar prevalansýn Japonlar dýþýnda tüm ýrklar arasýnda eþit olduðunu göstermektedir.

GENETÝK YATKINLIK:
Bazý araþtýrmalar endometriozisin genetik eðiliminin olduðunu göstermektedir. Soygeçmiþinde endometriozis hikayesi bulunmasý bu hastalýk için önemli bir risk faktörüdür. Birinci derecede kan baðý olan kiþilerde endometriozis tanýsý konduðu taktirde endometriozis riski 3-10 kat daha artmýþtýr.

ETYOLOJÝ

Endometriozisin varlýðý 100 yýldan daha uzun bir süredir bilinse bile etyolojisi (nedeni) bugün bile hala þüphelidir. Patogenezini açýklamak için pek teori vardýr;

RETROGRAD (geri akým) MENSTRUASYON:
Ýlk olarak 1921‘de Sampson tarafýndan öne sürülmüþtür. Buna göre; adet kanamasýnýn ve canlý endometrial hücrelerin tüplerden retrograd olarak karýn boþluðuna dökülmesi sonucu endometriozis geliþimi oldukça akla yatkýn bir savunmadýr. Lezyonlarýn özellikle pelvik alanlarda ortaya çýkma eðilimi bu teoriyi desteklemektedir. Öte yandan bu teoriye þüphe düþüren noktalarda mevcuttur; *örneðin kadýnlarýn %90‘nýn dan daha fazlasýnda menstrüel sývýnýn rutin retrograd akýmý mevcuttur. *Ayrýca endometriotik lezyonlar akciðer, parankim, retina, beyin gibi pek çok uzak noktada da ortaya çýkmaktadýr. *Bir diðer durum ise ki çok ilginçtir yapýlan araþtýrmalarda erkeklerde de endometriozis olgularýna rastlanmasýdýr.

ÇÖLEMÝK METAPLAZÝ:
Embryonik yaþamda yer alan bazý hücrelerin zaman içerisinde endometrial hücrelere dönüþebileceði de ileri sürülmektedir. Bu teori uterusu olmayan ya da bilateral tubal agenezisi (tüplerin yokluðu) olan bayanlarda yada erkeklerde gözlenen endometriozisin varlýðýný açýklayabilir, ancak konu ile ilgili yeterli kanýt yoktur.

LENFATÝK VE VASKÜLER YAYILIM: Lenfatik ya da vasküler sistem yoluyla endometrial hücrelerin yayýlýmý özellikle akciðer, beyin, göz gibi uzak alanlarda ki endometriozisin geliþimini açýklayabilir.

OTOÝMMUN TEORÝ:
1987 de Demovski ve arkadaþlarýnýn teorisi ise; endometriozisli hastalarda bozulmuþ immun yanýt sonucu, geri akým menstruasyonla periton boþluðuna geçen hücreler temizlenememekte ve hastalýk meydana gelmektedir. Sonuçta tüm bunlar endometriozis geliþiminin tek bir mekanizma ile açýklanamayacaðýný göstermektedir. Bu yüzden belki de bu hastalýk hipertansiyon gibi multietyolojili bir hastalýktýr ve yine hipertansiyonda olduðu gibi tedavisi de etyolojiye uygun olarak seçilmelidir.

PATOLOJÝ
Erken dönemdeki lezyonlar küçük, yüzeyden kabarýk olmayan mavi, siyah - beyaz renkli, barut yanýðýna benzer oluþumlardýr. Bu implantlar deðiþmeden kalabilir, bir süre sonra kendiliklerinden kaybolabilir ya da bulunduklarý yerlerde reaksiyona neden olup etraflarýndaki normal dokuyu kendilerine çekerek yapýþýklýklara yol açabilirler. Ortaya çýkan yapýþýklýklar anatomik bütünlüðü bozup þikâyetler

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp