Halluks Valgus

Halluks Valgus :

Kadınlarda ufak ayağın makbul olduğu eski uzak doğu kültüründe insanlar kız çocuklarının ayaklarına ergenliklerini bitirene kadar ufak kalıplı demir ayakkabılar giydirirlermiş. Zamanımızın kız çocukları eski zaman uzak doğulu kızlara göre daha şanslı olmakla birlikte, genç kız ve yetişkin bayanların ya uyma uğruna giydikleri, hatta ayaklarını zorla içine soktukları, kule topuklu sivri burunlu ayakkabılar bu şansı bir anda ortadan kaldırabiliyor.

Halluks Valgus Nedir?

Halluks Valgus, ayak başparmağımızdaki şekil bozukluğunu tarifleyen Latince bir tıp terimidir. "Hallux", ayak başparmağı demektir. "Valgus" ise deformitenin vücudumuzdan uzaklaşan yönde olduğunu anlatmaya yarayan anatomik bir terimdir. Normalde ayak aksına paralel, düz durması gereken ayak başparmağımız, Halluks Valgus'ta ikinci parmağa, diğer bir deyişle ayak dış tarafına doğru yön değiştirir ve döner. Bu durumda, ayak başparmağımızın biraz yukarısında bir şişlik oluşur. Bu şişlik sıklıkla "bunyon" olarak da adlandırılır. "Bunion"un kelime anlamı aslında "şalgam-turp"tur; eski zamanlarda bu şişliğe atfedilen benzetme günümüze dek süregelmiştir. Gerçekte durum, "ayak başparmağının biraz yukarısında görülen basit bir şişlik" veya "çıkıntı"dan çok daha karmaşıktır.

Kimlerde oluşur?

Ayakkabı giymeyen toplumlarda bu deformiteye çok daha az rastlanmaktadır. Moda ayakkabı giyenlerde ise sıklıkla rastlanmaktadır. Ucu sivri, yüksek topuklu ayakkabılar, kovboy çizmeleri başlıca sorumlu tutulanlardır. Bayanlarda daha sık görülmesi, topuklu ayakkabıları sıklıkla tercih etmelerine bağlandığı gibi, bağlarındaki yapısal gevşekliğe de bağlanmaktadır. Ayrıca, her hastalıkta olduğu gibi, bunda da genetik yatkınlık söz konusudur. Ailesinde Halluks Valgus olanlarda bu durumun görülme olasılığı, olmayanlara göre çok daha yüksektir.

Nedenleri nelerdir?


Ayaklarımızda görülen birçok problemin kaynağı aşırı veya uygunsuz basınç ve sürtünmedir. Ayağımızın ön tarafı, etrafı ince yumuşak doku ile çevrilmiş sert ince kemiklerden oluşur. Vücudumuzun tüm yükünü hayatımız boyunca her gün çeken bu zavallı uzuvlarımızı bizler, yetmiyormuş gibi bir de sert ayakkabılar içine sokarak cilt ve yumuşak dokuları, sert kemik ile sert ayakkabı arasında sıkıştırmış oluruz. Topuklu ayakkabı giydiğimizde vücut ağırlığımızın %70-90'ı, başparmak ile onun hemen yukarısındaki ince uzun tarak kemiğimiz (1. metatars) arasındaki ekleme (MP eklem) biner. Bunyon denilen şişlik de tam burada oluşur. Kemikler üzerindeki en ufacık bir çıkıntı veya şişlik durumu daha da kötüleştirerek kısır döngü yaratır. Vücudumuz bu duruma ciltte nasırlar ve cilt altı dokusunda kalınlaşmalar meydana getirerek tepki verir. "Bursit" dediğimiz ağrılı enflamasyonlar (mikrobik olmayan iltihaplı durum, yangı) olur, şişlikle beraber kızarıklık meydana gelir. Ağrıyı gidermenin yolu basıncı gidermektir. Bu da ya dışarıdan ayakkabımızı modifiye ederek veya içerden cerrahi olarak çıkıntı ve deformiteyi düzelterek yapılır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp