Şizofreni Nedir Belirtileri

Şizofreni Nedir Belirtileri : Tedavi edilmemiş şizofrenisi olan bir kişi, genellikle, kendini günlük ilişkilerden uzaklaştırarak bir fantezi ve garip davranışlar dünyasına çekilir. Şizofreni genellikle ergenlik döneminde ya da yetişkinliğin ilk yıllannda başlar. Kadın, erkek eşit olarak, dünya nüfusunun takriben yüzde l’ini etkilemektedir.Doktorlar, şizofreniyi üç kategori şeklinde sınıflandırmaktadır:

(1) Zulüm gördüğüne dair sabuklamalar veya fazlasıyla görkemli sabuklamalar (“Dünyanın kralıyım”) ve işitsel halüsinasyonlar şeklinde nitelendirilebilecek paranoid şizofreni; (2) Kişinin hareket etmeyi ve konuşmayı kestiği ve aniden çokheyecanlandığı, katatonik şizofreni; (3) Kişinin tutarsız olduğu ve ya doğru olmayan duygular sergilediği ya da ifadesizleştiği, ayırt edilmemiş şizofreni.Şizofreninin sebebi bilinmemektedir.

Önemli bir kalıtsal unsur vardır: İki şizofrenli ebeveynin çocuğunun, şizofrenik olma şansı yüzde 40’tır (ortalama risk yüzde l’dir). Aynca, net olarak anlaşılamamış sebeplerden dolayı, Şubat ya da Mart aylarında doğmuş olmak da riski arttırabilir.Söz konusu kişilerde, beyin yapısı ve kimyası anormaldir.Beyin ya haddinden fazla nörot- ransmiter dopamin üretmekte; ya da etkilerine aşırı derecede hassas olmaktadır. Şizofreniye karşı en başarılı ilaçlar, dopamin üretimini azaltırlar.Bir zamanlar pek çok psikiyatri uzmanı, bir zamanlar, şizofreninin çocuk ve ebeveynler arasındaki etkileşimdeki bir anormallikten kaynaklandığına inanıyorlardı; bugün pek azı bu teoriye inanıyor.

SEMPTOMLAR

Şizofreninin semptomlan tedricen gelişir (her ne kadar aniden ortaya çıkabilse de). Hırpani bir görünüş, sosyal ilişkilerden çekilme veya okul ya da işte performans bozukluğu; genellikle ilk belirtilerdir.Şizofreni dönemler halinde kötüleşir ve iyileşir. Kötüleşme döneminde, düşünceler psikotik- leşir. Şizofrenili kişilerde, kendilerini insanüstü başarılara sahip ya da ünlü, kahraman figürler zannettikleri, büyüklük sabuk- lamaları olabilir.

Seslerin kendilerine hakaret ettiği ya da bir takım şeyleri yapmaları için emirler verdiği şeklinde, işitsel halüsinasyonları olabilir.Söz konusu kişiler, diğer kişilerin, kendi düşüncelerini dinlediği ya da “çaldığı” şeklinde sabuklanmalar geliştirebilirler. Bir konudan başka bir konuya hızlı ve mantıksız geçişler yapabilir, anlamsız kafiyelerlekonuşabilir, ya da kelimeler uydurabilirler. Söz konusu kişiler, çekik kalabilir, sosyal olarak uygunsuz davranabilirler.Şizofreni en şiddetli şekli aldığında, söz konusu kişiler, kendilerine zarar verebilir, intihara teşebbüs edebilir, ya da diğer kişilere karşı sertleşebilirler. Şizofrenli kişilerin, iki ya da daha fazla farklı kişi (lik) arasında gidip geldikleri şeklinde, “bölünmüş kişilik” sergilediklerine dair yanlış bir kamvardır. Kişilerin bu gibi bölünmüş kişilikler sergilediği nadir zamanlar vardır. Ama şizofreni bu değildir.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Eğer kişi çok huzursuz ve altüst olmuş görünüyorsa, onu yalnız bırakmayın. Bazı durumlarda, şizofren bir kişinin dengesine kavuşturulmasının yegane yolu, kendi iradesi dışında, hastaneye kaldırılmasıdır.Her ne kadar daima başarıyla tedavi edilemeyen ciddi bir hastalık olarak kalsa da, halope- ridol ve chlorpromazine gibi antip- sikotik ilaçlar, şizofreniye olan bakış açısını bir hayli düzeltmiştir. Antipsikotik ilaçlar, halüsinasyon- lan ve sabuklamalan azaltmada ve mantıklı düşüncelerin sürdürülmesine yardımcı olmada etkilidirler. Ama bu ilaçların işlerini iyi yapabilmesi için ısrarla kullanılma- lan ve belli bir zaman gereklidir. İlaçlar, tekrarlamanın önlenmesine yardımcı olur.İlk birkaç hafta boyunca, antipsikotik ilaçlar ağız kuruluğu, görüş bozukluğu, işeme zorluğu gibi yan tesirlere sebep olabilir. Uzun dönem kullanımdan sonra, en ciddi yan etki tardif dyskinesia adı verilen bir hareket bozukluğudur.

Tardif dyskinesia, dilin aniden ağızdan sarktığı bir durum olup, ağız ve dilin devamlı çiğnemehareketi yapması halidir. Antip- sikotik ilaçlan uzun dönemler boyunca kullanan kişilerin yüzde 15 ila 20’sinde görülür.Bu durumun tam bir tedavisi olmamakla beraber, pek çok kişide, ilaç kesildiğinde, kendiliğinden kaybolur.Geleneksel antipsikotik ilaçların düşük dozları, şizofrenideki psikotik düşünme şeklini en aza indirgemede yüksek dozlar kadar etkilidir ve tardif dyskinesia’ya sebep olması daha az muhtemeldir.- Clozapine, risperidone, olanzapine ve quetiapine - dahilolmak üzere, yeni bir ilaç nesli, tardif dyskinesia’ya sebep olmuyor gibi görünmektedir. Ama diğer yan tesirlere yol açmaktadır. Bu ilaçlar, daha geleneksel antipsikotik ilaçlara cevap vermemiş kişilerin tedavisi için kullanılmaktadır.

Ama şimdilerde, bazı doktorlar tarafından ilk tedavi olarak uygulanmaktadır.Şizofrenli kişiler aynca ev grupları ve bannma atölyelerinden de faydalanabilir. Yüzde 20’den azı, tam gün çalışabilir. Aynca aile destek terapisinin, hastalığınnüksetmesini önlemeye yardımcı olduğu da bulgulanmıştır.En iyi prognoz (ç.n.: Bir hastalığın sonu hakkında önceden hüküm verme), aile ilgisi, psikoterapi ve düzenli ilaç kullanımı gibi görünmektedir. Psikoanaliz faydalı değilken, güvenilen bir terapist ile periyodik temas çok yardımcı olabilir. Pek çok şizofrenli kişi, ailesi ve arkadaşlarıyla destek ilişkileri kurma ve sürdürmede zorluk çeker; bir terapist, hastalıktan muzdarip kişinin dünya ile yegane bağlantısı olabilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp