Sperm Artırmak

Sperm Artırmak :


Sperm arttırmak için yapılması gerekenler, tüketimesi gerekilen yiyecekler, bitkisel tedavi ve kürler, dikkat edilecek hususlar hakkında bilgiler bu makalede bulıunmaktadır.

Sperm Artırmak İçin Bitkiler ve Yiyecekler


Dünya üzerinde sperm azlığı yada azosperm sorunu yaşayan erkeklerin sayısı hayli çok ve insanlar bu sorunlarını yenebilmek adına çok fazla nakit harcamaktadırlar.Bu bölümde sizlere evinizde kendi başınıza ve çok ucuz bir maaliyetle çözebileceğiniz sperm arttırıcı bitkisel formüller sunacağız.Aşağıda bahsedeceğimiz bir kaç bitki sperm arttırıcı bitkiler olarak bilinenenlerin başta gelenlerindendir.

GİNSENG

Ginseng, Uzak Doğu tıbbında yaklaşık 2000 yıldır kullanılan önemli bir bitkidir.Bu ürün optimal ürünler (kan değerlerini olması gereken değerlere göre arttıran veya azaltan) arasında yer alır.Ginseng, bitkinin kök kısmının işlenmesi sonucu elde edilir. Piyasada aktif olarak 3 tür ginseng kullanılmaktadır. Kore, Sibirya ve Amerikan ginsengdir, ayrıca bu 3 ginseng türünün değişik oranlarda birleştirilmiş kombinasyonları da piyasada bulunmaktadır.Bu 3 tür ginseng arasında en yüksek performansa sahip oran Kore(Korean) Ginseng'idir.

Kore hükümetinin bu bitkiyi kendi tekelinde satması ve üretim maliyetinin yüksek olması nedeni ile bu ürünün hammadde maliyetleri diğerlerine göre daha yüksektir.Japonya'da yapılan klinik bir çalışmaya göre, aşırı dikkat ve stres altında çalışan kişilerin iş verimini arttırmak ve gün boyu daha canlı olmasını sağlamak amacı ile ginseng kullanılması önerilmiştir.

Günlük enerjinin artmasını sağlamaya destektir.

Beyine giden kan miktarını düzenleyerek adaptasyonu arttırır ve strese karşı vücudu koruyabilir.

Kan değerlerini normale indirgeyerek vücudun performansını arttırabilmektedir.

Zaman salmımlı olduğu için gün boyunca verimliliği yüksektir. Yaşlanma etkilerini geciktirdiği, yaşam kalitesini ve süresini uzattığı yönünde Çin'de yapılmış akademik çalışmalar vardır.

Bilinen en güçlü afrodizyaklardan biridir.

Sinir sistemi ve endokrin sistemini düzenlemektedir.

Kalp-damar sistemini düzenlemekte, akciğer ve kalbi korumaya yardımcıdır.

KEÇİBOYNUZU

Sperm arttırıcı özelliği bilinen keçiboynuzu kürü erkeklerin iktidarsızlığına karşı bir gecelik çözümler yerine, tedavi edici ve de kalıcı çözüm getirmektedir. Keçiboynuzu kürü uygulanmaya başladıktan 4-5 gün sonra etkisini göstermeye ve cinsel hayatı dengelemeye başlar.

Eğer uzun zamandan beri iktidarsızlık çekiliyor ise bir haftadan itibaren etkisini göstermeye başlar.Keçiboynuzunda kolestrol bulunmaması ayrı bir avantajdır. Kaffein ve theobromine içermediği için de tansiyon problemi olanların rahatlıkla uygulayabilecekleri bir kürdür. Fosfor ve kalsiyum bakımından zengindir.Bu nedenle osteoporoz rahatsızlığı olanlara kalsiyum ihtiyaçlarının karşılanmasında çok iyi bir desdekleyicidir. Daha çabuk sonuç alırım diye kesinlikle abartarak kullanmayınız.Uygulama sürelerine ve miktarlarına kesin olarak uyunuz.

Doğa bir denge, nizam ve kural üzerine kuruludur ve de belirli kurallara göre çalışmaktadır. İnsan da, doğanın bir parçası olduğuna göre, insan vücudu da aynı şekilde belirli dengeler çerçevesinde çalışmaktadır.

İşte, günümüzde bilim adamları ekolojik dengeden, biyolojik dengeden ve de daha bir çok dengelerden bahsetmekteler ve bu dengelerin bozulması durumunda dünyamızı nedenli büyük felaketlerin beklediğini vurgulamaktadırlar. Örneğin, demir.Demir, insan vücudu için hayati önem taşıyan bir maddedir. Demirin eksikliğide, fazlalığıda insan vücudu için zararlıdır.

Bazı insanlar vitaminlerin çok faydalı olduklarına inandıklarından dolayı vitamin haplarını fazla fazla kullanırlar. Çünki, fazlasının insan vücuduna zarar vermediğini zannederler. Unutmayınızki, vitaminlerin eksikliği sağlığımız açısından hayati önem taşırlarken, fazlası da vücudumuza zarar verirler. Aynı şekilde size önerilen bitkileri de belirtildikleri şekilde kullanmak gerekir. Fazla kullanarak daha çabuk sağlığıma kavuşurum diye düşünmek yanlıştır.

ANASON

Yapılan araştırmalar, anasonun binbir derde iyi geldiğini gösteriyor. Bu araştırmalara göre anason, cinsel gücü artırıyor, yorgunlugu gediriyor.

İşte mideden beyne kadar organlarımız için şifa kaynağı olan anasonun faydaları:

İştahsızlığı ve yemeklere karşı duyulan tiksintiyi giderir.
Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. İdrarı artırır. Kusmaları ve ishali keser. Regl kanamalarının düzenli olmasını sağlar.
Hamilelik döneminde kullanılmaz. Anne sütünü artırır. Sinirleri yatıştırır. Migren ağrılarını keser. Beyin yorgunluğunu giderir.
Uyku verir.
Kalbi kuvvetlendirir.
Kan dolaşımının düzenli olmasını sağlar.
Cinsel arzuları uyarır.
Sperm arttırıcı özelliğe sahip bitkiler arasındadır.
Astım, nefes darlığı ve bronşitte görülen şikayetleri giderir.
Öksürüğü keser.
Yaşlılarda meme sarkmasını önler.

Not:Fazla kullanıldığı zaman uyuşukluk verir.

ÇAKŞIR OTU (KÖKÜ)

Sperm Artırmak İçin Çakşır Otunun Faydaları ve Etkileri:

Cinsel gücü ve isteği arttıran, etkili bir afrodizyak bitkidir.
Sperm arttırıcı bitkiler arasındadır ve sperm hareketliliğini de arttıran etkileri vardır.
Kasları kuvvetlendirir ve kas ağrılarını gidermekte yardımcıdır.
Sinirleri rahatlatıcı özelliği vardır.
Astım ve bronşit için faydalı bir bitkidir.

Çakşır Otu ve Kökü Nasıl Kullanılır?

Çakşır Otu Kökü kurutularak toz haline getirilerek bal ile macun yapılmak suretiyle kullanılır.1 su bardağı kaynar suyun içine 1 tatlı kaşığı çakşır kökü konularak demlemek surutiyle hazırlanan çay da içilebilir. Çakşır Otu düzenli kullanıldığı zaman olumlu etkileri görülmektedir.

Sperm artırmak için yiyecekler

Sperm arttırıcı yiyeceklere geçmeden önce hem kadın hem de erkekte üreme potansiyelini olumsuz etkileyen bazı faktörlere değineceğiz.

Sigarayı Bırakmalısınız: Sigara bir çok sağlık probleminin yanısıra üreme sağlığı üzerinde de olumsuz etkilere sahiptir.Özellikle erkeklerde sperm sayısının azalmasında belirgin bir etkiye sahiptir.

Alkolden Uzak Durun: Alkol de sigara gibi üreme potansiyeliniz üzerinde olumsuz etkilere neden olur.Yine erkeklerde sperm azlığının önemli sebeplerinden biridir.

Bağımlılık Yapan İlaç ve Maddelerden Uzak Durun: Çeşitli uyuşturucu maddeler sperm sayı ve hareketliliğinin azalamasına yol açar.

Kafein:
Çay, kahve ve kolalı içecekler gibi maddelerin içerdiği kafeinin yüksek miktarlarda tüketilmesi bayanlarda gebelik şansını azaltabilir.

Sperm sayısını, kalitesini ve cinsel gücü artıran yiyecekler;

ÇİLEK: İçeriğineki E vitamini sayesinde sperm miktarında artış sağlayabilir.Ayrıca cinsel organlara giden kan dolaşımını hızlandırması da seks dürtüsünün artmasına neden oluyor.Olumlu etkileri günde 2 kase çilek tüketilmesi halinde 1 hafta içerinde görülebilir.

AVOKADO: İçeriğindeki temel yağ asitleri ve antioksidanlarıyla seks hormonlarının üretimini hızlandırır.Haftada 3 kez tüketilmesi durumunda etkileri 2 hafta içerisinde görülmeye başlar.Sperm sayı ve hareketliliği üzerinde oldukça önemli olumlu etkileri vardır.

ZENCEFİL: İçeriğindeki etken maddeler sayesinde vücudun ısısını artırarak kadın ve erkekte uyarıcı etki eder.Erkeklerde ereksiyon süresinin uzamasını sağlar.Haftada 4 kez bir tutam zencefil kullananlar etkileirni 1 saat içerisinde görmeye başlayabilirler.

DOMATES: Tam bir A Vitamini deposudur.A vitamini seks hormonlarının üretimini hızlandırır.2 hafta boyunca günde 1 domates tüketmeniz durumunda etkilerini görmeye başlayacaksınız.

MUZ, İNCİR: Tıpkı çikolata yendiğinde olduğu gibi beyindeki mutluluk hormonu serotonin seviyesini yükseltir.

HAVUÇ: İçeriğindeki şeker kana çok çabuk karışarak enerji seviyesini hızlı biçimde artırır.Cinsel performansın artırılması için ideal bir besindir.

Sperm Sayısını Ve Kalitesini Artıran Şifalı Kür (Prof.Dr. İbrahim Saraçoğlu)

Prof. Dr. İbrahim Saracoğlu erkeklerde sperm saysını arttıran ve sperm kalitesini de yükselten şifalı bitkisel keçiboynuzu ve incir kürünü açıkladı.Bu kürlerde yer alan besin ve bitkileri sperm arttırıcı bitkiler bölümümüzde zaten yazmıştık.Şimdi de bu bitki ve besinleri kullanarak hazırlayabileceğimiz kürleri hocamızdan okuyalım.Erkeklerde sperm sayısını, kadınlarda ise doğurganlığı artıracak bitkisel Kürler İbrahim Saraçoğlunun çalışması sonucu ortaya çıkmış. Bu sayede çacuk sahibi olamayan kişilerin, çocuk sahibi olma umudu da artmış oldu.

KEÇİBOYNUZU KÜRÜ : 6-7 adet keçiboynuzunu yarım lt suda 6 dakika kaynatın. Sabah akşam aç karnına suyunu için. Bu kür aynı zamanda akciğer ödemi, akciğer kanseri, allerjik astım gibi hastalıklarada çok faydalıdır.

İNCİR KÜRÜ :
8-9 adet kuru inciri iyice yıkayın. Yarım litre suda kaynatttıktan sonra sabah akşam, aç karnına suyunu için. İncir kürü kadınlarda da doğurganlığı artırdığından her iki eşin birlikte kullanması daha yararlı olur sanırım.

* Bu kürleri 20-25 gün uygulamanız gerekecektir.

Sperm Arttırıcı Bitkilerin Kullanımı Ne Kadar Güvenli?


Sperm arttırıcı bitkiler ve kullanımları hakkında söyleyebileceğimiz en temel şey doğal olmaları nedeniyle aşırı dozlarda kullanmamaya dikkat etmek kaydıyla kesinlikle zararsız olduklarıdır.Yine de size tavsiyemiz sperm arttırıcı kür, bitki ya da bitkisel ürün kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışmanızdır.

Sperm Artırmak İçin Macun

Son günlerde özellikle tvlerde sıkça yer alan bir kürden de bahsedelim.Sayfamızda yukarıda sperm arttırıcı özelliğine değindiğimiz keçiboynuzu macunumuzun temel malzemesi olacak.

Sperm arttırıcı macun için gerekli malzemeler:

1kilo keçiboynuzu pekmezi
50 gram arı sütü (saf)
50 gram polen
50 gram zencefil
50 gram zerdeçal

Karışımı hazırlayacağımız malzemeleri eksiksiz edindikten sonra sıra geldi tamamen doğal içerikli sperm arttırıcı karışımımızı nasıl hazırlyacağımıza ve nasıl kullanacağımıza.

Öncelikle tüm malzemeleri karıştırın.Sabah ve akşam 1 yemek kaşığı yiyin.Bu karışımı kullanırken daha iyi sonuç alabilmek için aynı zamanda çekirdekli siyah üzüm kompostosu da içebilirsiniz.Aynı şekilde kompostoyu da sabah ve akşam 1 bardak içmelisiniz.Yine kürü destekleyebileceğiniz bir diğer doğal ürün de nohut.Haftada en az bir kere koyun etiyle pişirilmiş nohut yemeği yemeniz de kürün etkisine olumlu yönde katkı yapacaktır.

Tüm bu tüketilmesini önerdiğimiz malzemelerde yoğun miktarda sperm arttırıcı ve sperm hareketliliğini artıran etken maddeler bulunmaktadır.

Sperm Artırmak İçin Alıncak Önlemler

Sperm arttırıcı yöntemler yerine kişiler sperm arttırmak için bu aşağıda belirttiğimiz önlemleri alırlar ise çocuk sahibi olmaları kaçınılmaz olur. Bu önlemleri aldığınız zaman hiçbir yöntem gerekmeksizin kendinizce çocuk sahibi olmak için bir yöntem geliştirmiş olursunuz

Vücut Ağrılığı Diet ve Egzersizin Sperm Kalitesine Etkisi Nedir?

Bu önlemlerin en başında gelenlerden birisi vücut ağırlığı, diet ve egzersiz arasındaki dengenin sağlanmasıdır. Uygun diet ve egzersiz optimal üreme fonksiyonu için son derece önemlidir.

Belirgin derecede düşük kilolu ya da aşırı şişman kadınlar gebe kalmada güçlükler yaşayabilirler. Kadınlık hormonu olan östrojenin büyük kısmı yumurtalıklarda üretilir. Ancak yağ dokusu da küçümsenemeyecek bir östrojen kaynağıdır. Vücudunuzda bulunan östrojenin %30'u yağ hücrelerinizde sentezlenir.

Döllenme olayı hassas hormonal dengelerin rol aldığı karmaşık bir olaydır. Bu olayın başarı ile sonuçlanabilmesi için stabil bir hormonal durum gereklidir. Bu nedenle az ya da fazla kiloların infertiliteye neden olabilmesi şaşırtıcı bir durum değildir.

Normalin %10-15 altında ya da üstünde olan vücut ağırlığı üreme sistemini kökten etkileyebilir. Bunun en güzel örneği beslenme bozukluğu olan aşırı zayıf kişilerde adet kanamalarının düzensiz oluşudur. Bu düzensiz kanamalar genelde anovülasyon yani yumurtlamanın olmaması ile birarada seyreder. Maraton koşucuları, yüzücüler gibi ağır sporlar ile uğraşan kadınların pekçoğunda adet düzenzilikleri ve dolayısı ile infertilite sorunu mevcuttur.

Sigarayı Bırakın! Sigaranın Fertiliteye Zararları Nelerdir?


Genel sağlık sorunlarının yanısıra sigara üreme sağlığı ve dinamikleri açısındna da son derece zararlı bir alışkanlıktır. Özellikle erkeklerde sperm sayılarında anlamlı düşüklüğe neden olabilir. Benzer şekilde kadında yumurta kalitesini de bozabilir. Yapılan araştırmalar sigara kullanan kadınların hamile kalmaları için geçen süre sigara kullanmayanlara göre belirgin derecede uzamaktadır.

Alkolden Uzak Durun

Sigara gibi alkol de hem kadın hem erkekde üreme potansiyelini olumsuz etkileyen bir faktördür.Özellikle erkekte sperm sayısını azaltabilir.

Kullandığınız İlaçları Gözden Geçirin. Olumsuz Etkisi Olan İlaçlar Var Mıdır?

Değişik hastalıklar için kullanılan ilaçlar da fertiliteyi etkileyebilir. Özellikle ülser ve tansiyon ilaçlarının sperm sayıları üzerine etkili olduğu bilinmektedir. Eğer bu tür bir ilaç kullanıyorsanız doktorunuzla bu konuyu mutlaka görüşmelisiniz. Öte yandan özellikle eczanelerde reçetesiz satılan bazı ilaçlar da erken dönemdeki bir hamileliği olumsuz şekilde etkileyebilir. Eğer hamile kalmayı planlıyorsanız ve bu nedenle korunmayı bıraktıysanız herhangibir ilacı kullanırken çok dikatli olmalısınız. Böyle bir durumda ilaç kullanmanız gerektiğinde jinekoloğunuzun fikrini almaktan asla çekinmeyin.

Bağımlılık Yapan İlaç Ve Maddeleri Kesinlikle Kullanmayın!!

Yurdumuzda çok yaygın olmasa da özellikle gelişmiş ülkelerde madde ve uyuşturucu bağımlılığı oldukça önemli bir sorundur.Marijuana gibi uyuşturucular ya da sporcuların kullandığı doping ilaçları sperm sayı ve hareketliliğini azaltabilir.

Çok Eşli Yaşam Ve Kısırlığa Etkisi Nedir?


Üreme potansiyelini olumusuz etkileyen en önemli faktörlerden birisi cinsel yolla bulaşan hastalıklarıdır. Erkekler genelde bu hastalıkar için taşıyıcı görevi görürler. İyi tanımadığı bilmediği bir kadın ile ilişkiye giren bir erkek enfeksiyonu eşine taşıyabilir. Kadında ciddi pelvik enfeksiyn gelişmesi durumunda karın içinde yapışıklıklar ve tüplerde tıkanıklık sonucu infertilite gelişebilir. Evli kişilerde sadakat fertiliteyi korumada ön sıralarda yer alan önemli bir faktördür.

Bekar kişiler ise ister kadın olsun isterse erkek mutlaka cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı önlem almalıdır. Bazıları ölümcül olabilen bu hastalıklardan korunmanın en etkili yolu prezervatiftir.

Kafeinin Sperm Üzerine Etkisi Nedir?

Çay, kahve, kolalı içecekler,çukulata gibi maddelerin içinde bulunan kafeinin aşırı miktarlarda alınması gebelik şansını azaltmaktadır.

Cinsel İlişkinin Sıklığı Ne Olmalıdır?

Cinsel ilişki sıklığı üreme yeteneğini direk etkileyen en önemli faktörlerden birisidir. İlişki ne kadar sık olursa gebelik şansı o derece yüksek olur. Burada kastedilen hergün girilen ilişki değildir. Bu sperm sayı ve kalitesini azaltır. İdeal olan ovülasyona yakın günlerde gün aşırı ilişkiye girmektir. Günümüzde hem erkeğin hem de kadının çalışma hayatı içinde olması, mesleki stresler ve kaygılar nedeni ile cinsel güdülerde ve istekte azalma çoğu çiftin ortak yakınmasıdır. Bu nedenlerle ilişki daha ziyade hafta sonları olmaktadır. Doğal olarak bu çiftlerin gebelik elde etmesi gecikecek ve büyük olasılıkla çift infertilite nedeni ile hekime başvurmak zorunda kalacaktır.

İlişkinin Zamanlaması Nasıl Olmalıdır?


İlişkinin sıklığı yanısıra zamanlaması da son derece önemlidir. İnsan dışında hemen hemen bütün canlılar yumurtlama dönemini bilirler. Östrus ya da kızgınlık dönemi olarak adlandırılan bu devrede cinsel istekleri artar ve çiftleşirler. Hatta kedilerin bu özelliği pekçok espiriye de konu olmaktadır. Oysa insanlarda durum farklıdır. Kadında belirgin bir kızgınlık dönemi yoktur ve pekçok kadın yumurtlama dönemini fark edemez. Çeşitli yöntemler ile kadının adet düzeni saptanır ve ovülasyon dönemi tespit edilebilir. Fertil dönem denilen gebe kalma olasılığının yüksek olduğu dönemde bu nedenle gün aşırı ilişki önerilir.

Gebelik Oluşumunu Kolaylaştıran Ve Spermlerin En iyi Etkili Olduğu Cinsel Poziyonlar Var Mıdır?

Cinsel ilişki ve fertilite arasındaki bağ ile ilgili son nokta uygun şekilde ilişkide bulunmaktır. İlişki sonrası semenin vajina dışına kaçması son derece normaldir. Pekçok kadın bunu gebelik şansı açısından olumsuz bir faktör olarak yorumlar. Yine bu olayı fark ettiklerinde doğru şekilde ilişkide bulunamadıklarını ya da vücutlarının spermi kabul etmediğini düşünürler.Ancak bu doğru değildir. Semenin dışarı gelmesi ilişkinin uygun şekilde yapıldığının göstergesidir. Meninin vajina içine boşaldığını gösterir. Gerçekte siz sadece dışarı akanı görürsünüz içeride kalan ve tüplere doğru yolculuğa başlayanları göremezsiniz.

Çocuk isteyen çiftlerde genelde önerilen erkeğin üstte olduğu pozisyonlardır. İlişki sonrası kadının en az 5 dakika sırt üstü yatması ve vajinal duştan kaçınması da diğer öneriler arasındadır. İlişki esnasında kayganlığı sağlamak amacı ile kullanılan yapay maddeler spermler üzerinde ölümcül etki yaratabileceğinden önerilmemektedir. Çok gerek duyuluyor ise petrol bazlı olanlar yerine sıvı parafin ya da su bazlı kayganlaştırıcılar tercih edilmelidir.

Çalışma Hayatı Ve Üreme Sağlığı Ararsındaki İlişki Nedir?

İnfertiltenin geçmişe göre daha sık görülmesinin nedenlerinden biriside kadınların çalışma hayatı içinde daha fazla yer almalarıdır. Çoğu kadın çocuk sahibi olmak için işinde yükselmeyi beklemekde bu nedenle de yaşı ilerlemektedir. Yine pekçok işveren -ki buna çok büyük holdingler de dahildir- işe alacakları bayan personele belirli bir süre gebe kalmama kısıtlaması getirmektedir.

Zaman geçtikçe kadının üreme potansiyeli azalmakta ve dolayısı ile infertilite daha sık karşımıza çıkmaktadır. Aslına bakılırsa bebek sahibi olmak için en uygun zaman diye birşey sözkonusu değildir. Kadının üreme potansiyeli 20-30 yaş arasında zirvededir. 30 yaştan sonra azalan bu potansiyel 35 yaşından sonra keskin ve hızlı bir düşüş gösterir.

Bebek sahibi olmak için en uygun zaman oldukça kişisel bir karardır. Ancak çeşitli nedenler ile çocuk sahibi olmayı geciktiren ya da geciktirmeyi düşünen çiftlerin karşısında başka bir problem daha vardır: Sosyal baskılar.

Hemen her toplumda özellikle aile büyükleri biran önce torun sahibi olmak için baskı kurma eğilimindedirler. Medyada yer alan ve çiftlerin biran önce bebek sahibi olmasını öneren yazılar da benzer şekilde baskı unsurudur. Tüm bu faktörlerin etkisi ile yeni evli ya da uzun süre etkili yöntemlerle korunmuş çiftler daha infertilite sınıfına girmedikleri halde sırf kadın 30 yaşına geldi diye doktor doktor dolaşabilmektedirler.

Günümüzde Sosyal Yaşantının Değişimi İle Birlikte Üreme Potansiyeli Azalmakta Mıdır?


Bu soru hem konu ile ilgilenen hekimlerin hem de olayla direk ilgili olan çiftlerin cevabını aradığı sorulardan biridir. Cevap kesin değildir ancak muhtelemelen önerme doğrudur. Kadının evlenme yaşının artması, cinsel özgürlük ile birlikte cinsel yolla bulaşan hastalık oranlarındaki yükselme, nedeni bilinmemekle birlikte erkekde sperm sayısındaki global azalma bu durumun nedeni olabilir.

Sperm sayılarındaki azalma ilginç bir global gözlemdir. Gerçekten de son 15-20 yılda tüm dünyada yaygın olarak sperm sayılarında bir azalma eğilimi dikkati çeklmektedir. Bu durumun çevresel kirlenmeden mi yoksa modern yaşamın yüklediği stresden mi kaynaklandığı belli değildir.

Sevindirici olan ise üreme potansiyeli üzerindeki bunca olumsuzluğa karşın, yardımla üreme tekniklerindeki gelişmeler ve buna bağlı olarak artan başarı oranlarıdır. Yine modern insanın infertiliteyi tabu olmaktan çıkarması ve tedavi alternatiflerini bilinçli bir şekilde değerlendirmesi de kayda değer bir ilerlemedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp