Alveollerde Sürfaktanın Görevleri

Alveollerde Sürfaktanın Görevleri :

Yukarıda bildirildiği gibi, alveollerde özellikle Tip II hücrelerinde salgılanan sürfaktan, alveol yüzeyini örten sıvının y.üzey gerilimini azaltır. Sürfaktanın yokluğunda akciğerierin genişlemesi son derece güçlesir. Alveollerin kollabe olma eğilimini yenmek için intraplevral basıncın -20 ila -30 mmHg'ya kadar inmesi gerekir. Bu olay, akciğerleri kollabe edici yüzey geriliminin azaltılmasında sürfaktanın ne kadar önemli olduğunu gösterir. Sürfaktan alveol çeperini örten sıvı ile alveol havası arasında monomoleküler bir tabaka oluşturur. Sürfaktan-hava yüzeyindeki gerilim su-hava yüzeyine göre 2-14 kat daha az olur.

Bazı yenidoğanlarda, özellikle prematürelerde sürfaktan ın yeterli miktarda salgılanmaması, akciğerlerin genişlemesini güçleştirir. Bu bebekler, derhal ve dikkatle tedavi edilmezlerse solunum yetersizli-ğinden ölürler. Bu duruma "hiyalin membran" ya da "sıkıntılı solunum denir.

Sürfaktan ayrıca alveollerde stabilize edici bir görev de yapar. Alveollerin çapları küçüldükçe yüzey gerilimin kollabe edici etkisi artar. Laplace yasasına göre Alveolleri genişlemiş durumda tutmak için gerekli trans alveoler basınç (P), alveol çeperindeki gerilimin (T=alveol yüzeyini kaplı-yan sıvının yüzey gerilimi), alveollerin yarı çapına (r) bölümü ile orantılıdır. Bu nedenle çap küçüldükçe alveolleri genişlemiş durumda tutmak için gereken basınç da onunla orantılı olarak artar. Eğer kapanmış alveollerden biri diğerlerinden daha küçükse, daha büyük

kollaps eğilimi nedeniyle içinde gelişen basınç, geniş alveollerdekinden önemli ölçüde daha yüksek olur. Sonuçta hava küçük alveollerden büyüklere doğru yer değiştirir ve büyük alveollerin içindeki basınç daha düşük olduğu halde, daha da genişlerler. Bu süreç küçük alveoller tamamen kollabe olup içlerindeki hava tümüyle büyüklere geçineeye kadar devam eder. Bu olaya alveollerin kararsızlığı denir.

Sürfaktan bu kararsız durumu önlemede çok önemli roloynar. Alveoller küçüldükçe iç yüzlerindeki sıvıyı örten sürfaktanın yoğunluğu artarak, yüzey gerilimi daha da azaltır. Alveoller genişledikçe sıvı yüzeyindeki sürfaktan daha ince bir tabaka oluşturduğundan yüzey gerilimi büyür. Sürfaktanın bu farklı dağılımı büyük alveollerin küçüklere oranla daha fazla büzülmelerine neden olarak, alveol büyüklüklerinin stabil, tüm akciğerde hemen hemen eşit olmasını sağlar. Alveollerin yaklaşık aynı çapta kalmasına yardımcı başka bil: olay da komşu alveol çeperleriniri birbirine bağlı oluşudur.

Alveol çeperini örten sıvının yüzey gerilimi alveolde sadece kol: laps eğilimi yaratmaz, fakat alveol çeperindeki kapillerden sıvıyı alveol içine doğru çeker. Normal akciğerde sürfaktan yeterli miktarda olduğu zaman bile, sıvıyı -3 mmHg lık bir basınçla çeperden çekmeye yeterli yüzey gerilimi vardır. Surfaktan bulunmazsa bu ortalama çekme gücü -10 ila -20 mmHg ya yükselir. Bu koşullarda alveol içine çeperden geniş sıvı filtrasyonu olur ve ağır bir pulmoner ödem gelişir. Örneğin, yenidoğanın sıkıntılı solunumda surfaktan maddesinin önemli ölçüde azalmasına bağlı olarak çok sayıda alveolun sıvı ile dolması sıkıntılı solunuma neden olan önemli faktörlerden" biridir. Sürfaktan eksikliğinde ödem olduğu gibi bazı alanlarda da atalektazi gelişir.

Tiroid hormonları Tip II hücrelerinin sayılarını ve inklüz.yon cisimlerini arttırmakta, plazma tiroid hormon düzeyi düşük olan çocuklarda hiyalin membran hastalığının daha kolay gelişerek, ağır bir seyir izlediği görülmektedir.

Sürfaktan oluşumu, doğuma .yakın adrenokortikotrop hormon etkisinde çoğalan kortizon hormonu ile anne ve çocukta hızlandırtldığı gibi, akciğerlerde de kortizol reseptörlerinin sayısı artar.

Sigara içenleriri akciğerlerinde sürfaktan oluşumu azalır. Kalb cerrahisinde, pulmoner dolaşımın kesilmesi sırasında oksijen pompasının kullanılmasında, ana bronş ya da pulmoner arterin tıkanmasında, uzun süreli % 100oı solunumunda sürfaktanın azaldığı görülür.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp