Tuz

TUZ (milh, natrium chloratum)

Tuz, suda eriyen, kokusu olmayan, gıda maddelerinin kokuşmasını önleyen ve yiyecekleri tadlandırma da kullanılan beyaz bir maddedir. Peygamber Aleyhis-Selâm zamanındatuz; hem gıda maddesi olarak bir yiyecek; hem tedavide bir ilaç ve hem de temizlik maddesi olarak kullanılmıştır.

Genel Özellikleri:
Tuz, normal olarak kullanılırsa cildi güzelleştirir. İshal yapar, kusmayı tahrik eder, iştahı açar, fakat fazla alınırsa vücutta kaşıntı meydana getirir. Tuz, et ve diğer maddeleri kokuşmaktan korur, yemeklere tad verir, vücuda fayda sağlar."1

Az miktarda kullanılırsa, uyuz ve kaşıntı hastalığına karşı faydalıdır. Tuz, altına sürüldüğü zaman onun sarılığını, gümüşe sürüldüğü zaman ise beyazlığını artırır. Kanayan yere tuz basıldığı zaman kanamayı durdurur. Tuz, gıda maddelerinin uzun müddet dayanmasını (salamura edildikten sonra) sağlar. Tuzun, parlatıcı, çözümleyici ve yoğun rutubetleri giderici ve onları emici bir özelliği vardır. Vücudu takviye edici, kokuşma ve bozulmasını önleyici kuvvete sahibdir. Tuz ile göze sürme çekildiği zaman, gözde meydana gelen fazlaeti giderir. Habis yaraların yayılmasını önler. Karnında su toplanmış olan kimselerin karınları tuz ile iyice oğuşturulduğu zaman gayet faydalı olur. Tuz, dişleri parlatır, ağız kokusunu giderir, diş etlerini kuvvetlendirir ve daha pek çok özellikleri vardır.

Tedavide Kullanılması: İbni Mes'ud (r.a.) demiştir ki: "Birara Peygamber Aleyhis-Selâm namaz kıldırıyordu. Secdeye vardığı zaman parmağını akrep soktu. Namaz bitince: "Yüce Allah, akrebe lanet etsin! Ne peygamber tanıyor ne de bir başkasını" buyurdu. İbni Mesud Hz.'leri sözüne devamla der ki: "Sonra Peygamber Aleyhis-Selâm, içine su ve tuz konulmuş bir kap istedi. Akrebin soktuğu parmağını tuzlu suyun içine koydu, Ihlas, Felak ve Nâs sûrelerini okudu. Nihayet ağrı kesildi."3

* Tabip Muvaffak Abdüllatif der ki: "Bu hadiste, tuzun akrep ve benzeri hayvanların sokmasına karşı faydalı bir ilaç olduğuna tenbih ve işaret vardır. Akrebin soktuğu yere, keten tohumu ile tuz karıştırılarak bağlanırsa, zehiri çeker ve kandan ayırır."4

* Yine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Bilmiş olunuz ki mantar göz ilacıdır. Medine'nin Acve isimli hurması ise cennet meyveleri gibidir. Tuz ile karıştırılmış şu çörekotu yok mu? Bilmiş olunuz ki ölümden başka bir çok hastalık için şifadır" buyurmuştur."5

Gıda Maddesi Olarak Kullanılması:
Yine Peygamber Aleyhis-Selâm: "Tuz, katıklarınızın büyüklerindendir" buyurmuştur."6

* Hz. Aişe(r.a.)de: "Peygamber Aleyhis-Selâm, karpuz-kavun ile yaş hurmayı, tuziledeacuru beraber yerdi" demiştir."7

Yine bir defasında Peygamber Aleyhis-Selâm, Medine'li müslümanlara hitaben: "İnsanlar içinde sizler, yemek içindeki tuz gibisiniz!.." buyurmuştur."8

Zira yemeğe atılan tuz miktarı her ne kadarazisede, yemeği yeni lebilecek bir kıvama getirdiği için kıymetlidir. Bu sebeple Medine'li müslümanlar (Ensar) tuza benzetilmiştir.

* Ebû Hüreyre Hz.'leri de Akik Mevkiindeki birtarlasında, yanına gelen misafirlerine annesinin gön-derdiği ekmek, zeytinyağı ve tuz ile ziyafet vermiştir."9

Tuz, Gıda Maddelerinin Uzun Müddet Kokuşmadan Kalabilmesini Sağlar:
Hz. Aişe (r.a.) demiştir ki: "Bizler (Hac'da) kestiğimiz kurbanların etlerinden bir kısmını tuzlayıp kurutur, Medine'ye Peygamber Aleyhis-Selâm'a gönderirdik."12

Tuz'un Temizlikte Kullanılması:
Savaşlara hemşire olarak katılan Leylâ el-Gıfâriyye (r.a.) sefer sırasında adet (hayız) gördüğünde, Peygamber Aleyhis-Selâm, adet kanının bulaştığı yerleri ve elbisesini, içine tuz atılmış su ile temizlemesini tavsiye etmiştir. Hadisin râvîlernden Ümeyye binti Ebi's-Saltder ki: "Bu kadın (yani Leylâ el-Gıfâriyye) her ne zaman hayızdan temizlenmek istediği nde yı kanacağı zaman suyu n içi ne tuz koyardı. Ölünce yıkanacağı suyun içinedetuz konulmasını vasiyyetetti"10

* Amre binti Hayyân (r.a.) de şöyle demiştir: "Müminlerin annesi Hz. Aişe bana dedi ki: "Sizlerden biriniz hayızdan temizleneceği zaman, adet kanamasının kötü kokusunu gidermek için Odağacından bir miktar tütsü yapmaya gücü yetmez mi? Eğer Ödağacı bulamazsa, bir miktar reyhan, onu da bulamazsa, bir miktar hurma çekirdeği,eğer onu da bulamazsa, bir miktar tuzu ateşe atıp tütsülendirsin!"11

Bu maddelerden her hangi biri yakıldığı zaman, etrafa öyle bir koku saçılmaktadır ki, kan ve kan lekesinin kokuları, bu kokuların yanında belirsiz hâle gelmektedir. Özetle diyebiliriz ki bu tütsülerden her biri, pis kokuyu gidermektedir.

Kaynaklar:
[1]- Bağdadi s 163 [2]- i. Kayyım s 141.438-39. [3]-Abdürrezzak 10/435-36 H. 19620; C. Sag,r 2/103 F. Kadir 51270 K Ummai 10/28544. 28548. [4]- Bağdadi s. 163. [51- Müsned 5/351. [6]- i. Mâce etime H. 3315; C. Şagır 2/29 F Kadir 4/123. [1]- Ayni 9/693: ayrıca bak K Hakayık 2/140. [8]- F. Sahabe 1/58-59; Abdürrezzak 11/221; C.Sağır 2/136: Aynî 8/15; ayrıca bak. Buhârî 4/227: i. Kayyım s. 438: M Zevâid 10/18. [9]- Muvatta. Sıfatü'n-Nebî H. 31. [10]- E. Davud taharet H. 313. Müsned 6/380: S Kübrâ 2/ 407 / Sâd 8/293. [II]- Dârîmî taharet 1/264. [12]- Buharı dahâyâ 6/239. Aynî 10/74-76; Kastalânî 8/247.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp