Yaşlılıkta Cinsellik

YAŞLILIKTA CİNSELLİK


Yaşlılıkla birlikte tüm vücut fonksiyonlarında olduğu gibi cinsellikte de doğal bir yavaşlama ve düşme meydana gelir. Erkekte penis yapısında değişiklikler, sertleşme süresi ve kalitesinde azalma, cinsel istekte değişmeler görülür. Ayrıca sinir sisteminde, damarlarda, hormon dengesinde meydana gelen değişimler ile şeker hastalığı, kalp-damar problemleri ve bunların tedavisinde kullanılan ilaçlar da cinsel fonksiyonları olumsuz etkileyebilir. Ancak bu değişimler cinselliğin bittiği anlamına gelmez.Kısacası gençlik yıllarında hızlı ve sık ereksiyon olabilmesine rağmen yaşlılıkta bu güçleşir, seyrekleşir. 
 
Bu yüzden kaliteli bir cinsel yaşam için öncelikle sevgi, saygı ve anlayışa dayalı bir beraberliğin önemli olduğunu belirtmeliyiz. Tatminkâr, doyurucu, kaliteli ve sevgi dolu bir birliktelik durumunda cinsel ilişkiden alınan tatmin üst düzeyde olacaktır.Bu yüzden eşler arasındaki sevgi, saygı ve uyum cinselliğin sağlıklı olarak sürdürülebilmesi için de çok önemlidir.Peygamber Efendimiz bir hadislerinde, "Evlilik dört sebeple yapılabilir:Soyu, güzelliği, zenginliği ve iyi huyu için. Siz iyi huylusunu tercih ediniz” buyurmaktadır.
 
Gerçekten özellikle yaşlılık döneminde güzellik, soy ve zenginliğin önemi kalmamakta; iyi huy, evliliğin mutluluk ve huzur içinde devamı için ön plana çıkmaktadır. Yaşlı evli kişi sevdiği, değer verdiği ve aynı zamanda kendisini seven, sayan, değerli olduğunu hissettiren, fedakârlıkta bulunmaya hazır ve sorumluluk taşıyan, onunla evli olduğuna hep şükreden, şefkatli ve merhametli yani kısacası iyi huylu eşine karşı ilgi ve cinsel istek duyar. Onunla birleşmekten de zevk alır, mutluluk duyar ve kaliteli tat minlik hissini doyurur.

Yaşlılıkta cinsel yaşam nasıl olmalı?


Kişinin cinsel yaşamı genç erişkinlik döneminde ne kadar sağlıklı ve aktifse, yaşlılıktaki cinsel yaşamı da o kadar aktif olacağı belirtildi.

Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İzzet Koçak, yaptığı açıklamada, cinselliğin doğumla başlayan, ölüme kadar süren temel bir insan ihtiyacı olduğunu belirtti.
Her yaşın cinselliğinin farklı olduğunu belirten Doç. Dr. Koçak, şöyle konuştu: "Sağlıklı bir yaşlıda cinselliğin olmadığını ya da olmaması gerektiğini düşünmek, yemek yemenin, uyumanın yaşlılıkta gereksiz olduğunu düşünmek gibidir. İnsan yaşamında yeri olan böyle bir olguyu yaşlılar için yok saymak gerçekçi değildir. Yaşlılıkta cinselliğin boyutları farklıdır. Cinsel birleşme bu yaşlarda artık üreme amaçlı yaşanmaz. Yaşlılıkta cinsellik, daha çok birlikte rahatlama, gevşeme ve haz paylaşma amacına yönelik olarak kişilerin birbirlerine karşı sevgi ve bağlılıklarını ifade etmelerinin bir aracı olabilir."

Genç erişkinlik dönemindeki cinsellik önemli

İleri yaşlarda tüm bedensel işlevler gibi cinsel işlevlerde de fizyolojik değişiklikler olduğunu vurgulayan Koçak, bu değişiklikleri bilmeyen ya da kabul edemeyen kişiler için çeşitli cinsel sorunlar ve doyumsuzlukların ortaya çıkabildiğini belirtti.Yaşın ilerlemesiyle birlikte, erkeklerin cinsel açıdan uyarılmaları için gereken sürenin uzadığını, sertleşmenin ortaya çıkışının daha çok zaman aldığını, kadınlarda ise östrojen hormonundaki azalmaya bağlı olarak vajinadaki kayganlığın azaldığını ve ciltte incelmelerin ortaya çıktığını aktaran Koçak, şöyle devam etti:

"Kişinin cinsel yaşamı genç erişkinlik döneminde ne kadar sağlıklı ve aktifse, yaşlılıktaki cinsel yaşamı da o kadar aktif olmaktadır. Fiziksel çekicilik azaldığında cinsel yaşamın da biteceğini sanılmamalı, sağlıklı ve güvenli bir ilişkide cinsel doyuma ulaşmanın tek yolunun da cinsel birleşmeden ibaret olduğu düşünülmemelidir. Yaşlılıkta ortaya çıkabilecek fiziksel cinsel sorunlar yumuşaklık, sevecenlik, güven ve tanışıklık sayesinde kolayca aşılabilir."
İleri yaşlarda cinsel etkinliğin ortadan kalkmasının nedeninin genellikle cinsel bir partnerin (eş) yokluğu ya da araya giren fiziksel rahatsızlıklar ve hastalıklar olduğunun altını çizen Koçak, kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı, hipertansiyon, iltihaplar, cinsiyet hormonları yetersizliği, romatizma gibi kronik fiziksel hastalıklar, tansiyon ve depresyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçlarla sigara ve alkolün cinsel sağlıkta bozukluklara yol açabildiğini söyledi.
Yaşlandıkça cinsel isteksizlik olabilir.

Bazen yaşlıların, kaybolmayan cinsel ilgileri nedeniyle sıkıntı, utangaçlık ve suçluluk duyabildiklerini, cinsellikle ilgili doğal ilgileri ile toplumun kendilerinden beklediği cinsellikten uzak, ciddi ve güvenilir davranışlar arasında çatışma yaşayabildiklerini vurgulayan Koçak, şunları kaydetti: "Yaşlıların cinsellikle ilgili duygu ve düşüncelerini ifade etmede desteğe, cinsel istek ve aktivitenin sağlıklı yaşlanmanın bir gereği olduğunu bilmeye, yaşla oluşan fizyolojik değişiklikleri ve cinsel davranışını etkileyen hastalık ve tedavileri tartışmaya ihtiyaçları vardır. Yaşlandıkça cinsel isteksizlik olabilir. Bu normal bir durumdur. Önemli olan yaşlılık döneminin kendine özgü bir cinselliği taşıyabileceğini bilmek ve kabullenmektir. Cinsel doyum ilişkisıklığından çok, cinselliğin sevgi ve şefkat, dokunma, birlikte yatma gibi boyutlarının ön plana geçmesine izin vermekle mümkün olabilecektir."

Yaşlılıkta erkek cinselliği ve sertleşme sorunu

CİNSELLİK ÖLMEZ, O DA YAŞLANIR
Sanılanın aksine toplum, etrafındakilerin cinsel yaşamıyla gayet ilgilidir ve cinsel sorunlar hangi yaşta olura olsun insanların başucu sorunlarındandır. Yeni birçok bilimsel çalışma göstermiştir ki cinsel doyumun azalması yaşlıların yaşam kalitesini belirgin ölçüde azaltmaktadır. Aktif cinsel yaşamı olan yaşlıların bilişsel algılamada daha başarılı olduğu gösterilmiştir.
Yaşlılıkta cinsel hayatın olmayacağı düşüncesi kesinlikle yanlıştır, fakat bu dönemde seksüel performans beklentileri de erişkin dönemindekine göre farklı olmalıdır.
70 yaşından sonra her erkeğin aktif cinsel hayatı olmayabilir fakat olmasını beklemek çok doğaldır. Biz doktorlar bu duruma alışığız…
Dünyada artık toplum tarafından yaşlı olduğu düşünülen kadın ve erkekler, aktif şekilde cinsel yaşamını devam ettirmekte ve bunu bir tabu olarak görmemektedir. Keza ülkemizde ve dünyada yaşlanma bakımından kesin bir sınır olmasa da doktorlar 65 yaşın üzerinde olmayan insanlara yaşlı gözüyle bakmamaktadır. Tüm dünyada doktorlar yaşlı insanların cinsel sorunlarını normal bulmakta ve mutlaka çözüme ulaştırılması için çaba gerektiren sorunlar olarak görmektedir.
Polikliniğe sertleşme sorunu ile başvuran yaşlı erkek hastaların cinsel yaşamı sorgulanırken, yaşı, şikâyetleri, vücut yapısı, başka hastalıklarının olup olmadığının yanında şunlarda önemlidir ve mutlaka sorgulanır.
Yaşlanan erkek semptomları
—Seks yapma gücü ve sıklığında azalma
—Sabah sertliği sayısında azalma
—Seksten alınan zevkte azalma, cinsel birleşme için isteğin azalması
—Sakal büyümesinde azalma
—En iyi zamanlarının geride kaldığı hissi
—Kendini tükenmiş ve dibe vurmuş hissetmek
—Alınganlık, saldırganlık hali, küçük şeylerden kolay etkilenme, karamsarlık
—Uykuya dalmada zorluk, derin uyumada zorluk, erken uyanma ve yorgunluk hissi, yetersiz uyku, uykusuzluk
—Eklem ve kas ağrısı
Suallerine yanıt alınan erkek hastanın gerekli görülen tahlil, tetkik ve konsültasyonlarıyla tedavi protokolü düzenlenir.
Avrupa'da, bizde kentlerde sadece bankada ve evde görmeye alışık olduğu yaşlı insanlar her yerde idi. Sokakta, festivallerde, restoranlarda ben de ilk anda doğal olarak genç nüfusunun çok az olduğu izlenimine kapıldım. Bunun böyle olmadığını orada doğup büyüyen ve daha önce yaşlı insanlara yardım etmekle sorumlu bir devlet kurumunda çalışan arkadaşım şöyle özetledi.
“Burada yaşlı insanlar hayatlarını toplumdaki her insan gibi yaşlanınca düzenini değiştirmeden halletmekte ki, ayrıca doyurucu emekli maaşlarını harcamak için onlara sunulan imkân bol. Gün geçtikçe yaşlanacağı bilinci yerleşmiş olduğundan, geç erişkinliğini dinç ve diri bir beyine, vücuda sahip olmak için çalışarak, okuyarak, yeni yerler görerek geçiriyorlar. Ayrıca yaşlandığında onlara sahip çıkacak evlatları yerine devletin kurumları olduğunu bilmekteler bizdeki gibi oğlum, kızım bana bakar demiyorlar, kendilerini eve mahkûm etmiyorlar.”
Evet, arkadaşım haklıydı yurt dışındaki hastanelerde yatan hastaların yaşlı ve genç profili oranı aşağı yukarı ülkemizdeki gibiydi. Almanya'da da Türkiye'deki üroloji servislerinde olduğu gibi yatakların yaklaşık yarısını 50 yaşın üzerinde insanlar oluşturmakta idi. Ama sokaktaki, festivallerdeki, çarşılardaki profil çok çok farklıydı. Yaşlılar boş zamanlarının bolluğundan da olacak bazı yerlerde gençlerden daha yoğundu.
Çevremizdeki insanlar, yaşlıların kabuklarına çekilmelerini, sokakta daha az görünmelerini, evlerinde, huzur evinde dinlenmelerini hayatın kendisinden elini eteğini çekmesini beklerken yanılmaktadırlar.
“Erkekliğin sonu”, ”andros = erkek” ve ”pausis = sonlanma” yani “Andropoz” nedir?
Andropoz erkeklerde belli bir yaştan sonra (50) cinsel fonksiyon, cinsel istek ve cinsel güç azalması, iktidarsızlık, yorgunluk hali ve uyku problemleri duygusal değişiklikler, depresyon, osteoporoz, karın yağlanmasında artış ve kaslarda azalmaya neden olan klinik durumdur. Kadınlardaki menopozun erkekteki halidir. Andropoz kelime anlamı olarak “erkekliğin sonu” tanımlamasını tam olarak karşılamaz, yani erkekliğin birden bitmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Doktor olarak kullanmayı sevmediğim bir terimdir.
Andropoz hormonal açıdan değerlendirildiğinde başta erkeklik hormonunda (testosteron) azalma, olmak üzere diğer birçok hormon arasındaki dengesizlik olarak tanımlanır.
Sanılanın aksine genç ve erişkin insanların yaşlanma fikrine verdiği yanıttan daha farklıdır yaşlı insanların durumu, çok da depresif bir hal almaz aksine gençlerden daha az depresif olurlar.. Yaşlı insanlar genelde yaşlılığa birkaç senede alışırlar.
Yaşlı erkeler yaşına alışırlar, cinselliğinin bittiği fikrine ise daha değil.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp