Farenks Akut Hastalıkları

Farenks Akut Hastalıkları : 1. — MESOPHARYNGlTİS ACUTA — ANJİNLER.AKUT FARENJİT (ANGIN)— Patojen ajanın meydana getirdiği genel bir teşevvüşün lokal tezahürüdür. Hastalık dil kaidesi de dahil olmak üzere oro - farenksin lenfoid halkasındadır. Burada evvelâ basit bir kongestiyon, bunu takiben tonsillere ve plikalara münhasır bir şişme görülür.

PATOLOJİ — Tonsili lenfoid ve bağ örgüsü teşkil eder. Kapsülünü teşkil eden bağ örgüsü tonsil dokusu içerisine trabekül adı verilen uzantılar gönderir.Tonsil hakiki bir lenf ukdesi değildir. Tonsile lenf damarları gelmez, yalnız buradan çıkan, boyun lenf ukdelerine boşalan damarlar mevcuttur.

Tonsilleri yapısı ince fibröz bir dokunun meydana getirdiği retikülüm içinde lenf folikiillerinden ibarettir. Foliküllerde jerıııinal merkezler, lenfositler, lenfoblastlar, fagositler bulunur.Tonsilde müküs bezleri yoktur, seröz ve müköz bezler plikalarda dilin köküne yakın bölümde bulunur, tonsillektomi esnasında bu bezlerin kaldırılması ağızda kuruluk husule getirebilir.Tonsiller değişik makroskopik manzara gösterirler, hipertrofik iseler fa- renkse hatta hipo - farenkse doğru uzanırlar. Dış yüzlerinde derin girintiler olur, içlerinde ekseriya kolesteatoma benzer peynir kıvamında maddeler bulunur. Fibröz şekilde oldukları vakit plikalar altına gömülüdürler.

ANJİNLERİN TASNİFİ— Akut anjinler hastalığı meydana getiren faktöre veya patojen faktörün farenksteki reaksiyonuna ve etyolojik veya klinik görünüşlerine göre tasnif edilebilirler. Reverchon a uyarak anjinleri klinik görünüşlerine göre tarif edeceğiz.

A KIRMIZI ANJİNLER.ETYOLOJİ — Kırmızı kataral anjin bütün mevsimlerde, bilhassa kışın

KIRMIZI KATARAL ANJİN (Mezo - farenjitis). soğuk, rutubetli havalarda görülür. Epidemik tabiatta olup bulaşıcıdır, temas ve damla ile geçer. Değişik tabiatta mikroplar hastalığı meydana getirirler. Ekseriya pnömokok ve streptokoka rastlanır, bunların meydana getirdiği anjinler daha şiddetli seyrederler. Bunlardan başka stafilokok ve pnömobasillerde bulunur.

BELİRTİLER — Hastalık birden bire başlar, ateş 40 dereceye kadar çıkabilir, üşümeler, ürpermeler olur, genel halde düşüklük vardır. Hastalar etraf ve sırttaki ağrılardan şikâyet ederler. İştahsızlık boyun lenf ukdelerinde, bilhassa çocuklarda büyüme dikkati çeker. Ses hafifçe kısıktır.Muayenede farenksin lenfoid dokusu, amigdaller kırmızıdır.Hastalık bir kaç gün devam ettikten sonra ateş birden normale düşer fakat birkaç gün derin yorgunluk devam eder. Eğer hastalığı streptokoklar meydana getirmişse seyir daha uzundur, yorgunluk hali onbeş gün sürebilir.

KLİNİK ŞEKİLLERİ.ANJİN PÜLTASE— Bu anjin derhal meydana gelen, altındaki mükozayı zedelemeden kaldırabilen beyaz, irinli, kolaylıkla parçalanan bir eksüdanın bulunması ile karakterizedir.Hastalık kırıklık, yüksek ateş, boğazda yanma, batma hisleri ile başlar. Az sonra yutkunmada, konuşmada zorluk başlar.Muayenede ilk gün farenks mükozasında yaygın kırmızılık, damak yelkeninde, plikalarda, tonsillerde şişlik görülür. Ertesi günü tonsiller üzerinde bilhassa kriptaların ağzında beyaz birikintiler teşekkül eder. Bu örtüler kolaylıkla kaldırılabilir fakat sür’atle yeniden teşekkül edebilirler.Hastalık dört beş gün sürer. Önce bir tonsil sonra diğeri üzerinde seyredebileceği gibi ikisi üzerinde de aynı zamanda başlıyabilir.

KOMPLİKASYON — Akut otit, larenjit stridülöz veya yalancı krup hakiki komplikasyon olmaktan ziyade yayılma neticesidirler. Bunlardan başka periton- siller apse, parafarengeal apse, septisemi (daha ziyade streptokok heınolitik ile), endokardit, artrit, nadir olarak vena jugularis interna tromboflebiti, sinüs kavarnozüs trombozu, geçici albüminüri, nefrit görülebilir.


AYIRIM DİYAGNOSTİK— Beyaz anjinler ve Difteri anjiniyle, kan hastalıklarının meydana getirdiği anjinler, ülseröz anjinlerle yapılır. Bunlardan başka sifilisin bütün devrelerinde, tüberkülozdan ayrılmalıdır.

TEDAVİ — Şahsın genel vücut mukavemetinin tamini lâzımdır. Yatakta mutlak istirahat, hafif gıda rejimi, bağırsak fonksiyonlarının tanzimi gerekir. Başlangıçta tonsiller ve bitişik iltihaplı mükoza üzerine °/o5 gümüş nitrat solüsyonu, % 10 sülfat de zinc, % 10 chlorur de zinc le atuşmanlar yapılabilir.Chlorure de zinc1gr-Acide chlorhydrique111gouttesEau10gr-Kriptalar emme suretile boşaltılır. Sülfamit verilir veya antibiotikler tatbik edilir. Hariçten boyuna sıcak pansumanlar yapmak uygundur. Gargaraların kul-lanılması fayda sağlamaz. Kontrast madde ile röntgende gösterilmiştir ki gargara edilen solüsyon ancak damak plikasma ve tonsilin üst kutbuna kadar erişebilir, tonsil üzerine ve farenks arka duvarına gitmez.Sık tekerrür eden anjinlerde hastalık geçtikten sonra tonsillerin çıkarılması endikedir.

II — PERÎTONSÎLLER APSE — Akut anjinlerde iltihap vetiresinin tonsil etrafındaki gevşek doku içersine yayılmasile meydana gelir. Altı yaşından küçük çocuklarda nadir görülür, bir taraflı bazan da iki taraflı olur.Apse lokalizasyonu bakımından dört ayrı yerde teşekkül eder. En fazla tonsil çukurunun ön - üst kısmında ve daha az olmak üzere sırasile arka - üst, alt ve dış kısımlarda yer alır

Enfiltrasyon venöz kanın dönmesine mâni teşkil ettiğinden uvulada ödeme sebep olur.

BELİRTİLER — Akut anjinleri takiben yutma sırasında kulağa intişar eden ağrılar olur. Hasta genizinden konuşur, alınan mayiler burundan gelebilir. Dil paslıdır, ağızda fena koku vardır. Ateş yüksektir. Muayenede hasta taraf orta hatta doğru itilmiştir, mükoza kızarmıştır, plikaların şişmesinden tonsiller kolaylıkla görülmez. Kırk sekiz saat içinde flüktüasyon alınır. Hastalık on gün kadar sürebilir.

KOMPLİKASYON — Septikopiyemi, etrafta tromboz, şiddetli hemoraji- ler, Akciğer epsesi, mediyastinit, kafa içi komplikasyonlarından sinüs kaverna- zös trombozu, beyin apsesi, menenjit görülebilir

AYIRIM DİYAGNOSTİK — Sifilis, tümörler, arteria carotis interna anevrizmalarından ayrılmalıdır.

TEDAVİ — Erken safhada akut tonsilitis tedavisinin aynidir. Dışardan sıcak kompresler veya ıslak soğuk tatbikat yapılır. Dahilden ılık lavajlar gargaralar tavsiye edilir.Apse teşekkül ettikten sonra cerrahi müdahale ile boşaltılır.

TEKNİK — Mükozaya % 2 pontokain adrenalin solüsyonu ile atuşman yapılır, apse yerine göre galvano-cautere veya bisturi ile en fazla çıkıntı gösteren kısmından açılır. Cerahat bulunduğu vakit Lubet-Barbon pensile açılan kısmın kenarları genişletilir, boşalma kolaylıkla sağlanır. Cerahatin bulunmadığı hallerde bir sond kanulle araştırılır. Yine bir pens yardımıyle boşalma temin edilir. Cerahat bulunamadığı vakit fazla ısrar etmemelidir. Ensizyon yapılan yerden bir kaç saat sonra apse kendiliğinden boşalır.

İNTRATONSİLLER APSE Tonsil dokusu içindeki apseye nadir rastlanır. Daima bir taraflı olur, yetişkinlerde görülür. Kronik bir retansiyon kistidir. Daha ziyade tonsilin sathî bölümünde görülür. Tonsil temasla serttir fakat hassas değildir.Apsenin tedavisi lokal anesteziden sonra ensizyonla boşaltmaktır. Akut puse geçtikten sonra da tonsillektomi yapılır.

III — SEMPTOM ATİK ANJİNLER — Döküntülü hastalıklarda anjinler, döküntü safhasından önce meydana çıkarlar. Bu durum korunma bakımından önemlidir, çünkü bu hastalıklar en fazla bu devrede bulaşırlar.

KIZIL — Boğaz kırmızı şarap renginde, dilin orta kısmı beyaz kenarları kırmızıdır. Anjinle birlikte bilhassa kusmalar görülür (Reverchon).

KIZAMIK — Başlangıçta farenkste yaygın kırmızılık görülür, nezle ve göz yaşı vardır. Yanakların iç yüzünde gri renkte Köplick lekleri bulunur.

KIZAMIKÇIK — Hastalığın başlangıcında sık olarak stomatitle birlikte pültase anjin görülür.

ROMATİZMA ANJİNİ — Akut mafsal romatizması ile anjinin münasebeti elli seneden beri üzerinde durulan bir konudur. Bu gün bu münasebet tamamen kabul edilmiştir. Akut mafsal romatizmasının meydana gelişinde başlangıç ve seyri dikkati çekmeyen bir tonsilit rol oynar. Patojen faktör halen bulunamamıştır.Hastanın mafsal ağrıları meydana çıkmadan önceki muayenesinde basit kataral anjin tipinde bir tonsilitis görülür.

GUT ANJİNİ — Gut krizi bazan damak yelkeninin bir taraflı, ağrılı, kırmızı şişliğiyle beraber bulunur. Bu halde peritonsiller flegmonla karıştırılır.

HERPES ANJİNİ — Patojen faktör filtran bir virüstür. Gençlerde görülür. Hastalık birdenbire şiddetli titreme, 40-41 derece yüksek ateş, hezeyan, bazan da ihtilâçlarla kendini gösterir. 48 saat sonra genel durum düzelir fakat aşikâr bir disfaji meydana çıkar. Farenks kırmızıdır, üstünde irili ufaklı vezi- küller vardır. Bunlar bir kaç gün içinde patlarlar ve yerlerinde fos-mambranla örtülü bir çıkıntı kalır.

Herpes anjini genel olarak dudaklarda, damak yelkenlerinde, bilkassa küçük dilde, yanaklarda, yüzde ve larenkste diğer herpes lokalizasyonlarile birlikte bulunur, larenksteki lokalizasyonu tehlikeli olup asfiksi meydana gelebilir.Hastalık birbirini takip eden puseler halindedir, daima şifa ile neticelenir.

FARENKS ZONASI — Herpetik anjinden tek taraflı olması, muayyen bir sinir bölgesinde kalmasiyle ayrılır. İki haftada iyi olur, fakat ekseriya oldukça şiddetli ağrılar kalır.FARENKS PAMFÎGUSU — Farenks mükozasının bülböz-seröz veya he- morajik erüpsiyonu ile meydana çıkar. Hafif bir disfaji vardır. Akut olarak 10-15 gün devam eder veya kronik seyreder. Ekseri, yerinde şekil bozukluğu yapan nedbeler bırakır.

İOD ANJİNİ — İoda hassas kimselerde iodlu ilâçlar alındıktan sonra görülür. Hastada nezle, göz yaşı ve kırıklık husule gelir. İlâcın bırakılmasiyle iyi olur. Alkalen solüsyonlardan istifade edilir.

BELLADON - ATROPİN ANJİNİ Belladon veva atropin alınması ekseri kırmızı, kuru bir farenjit ile birlikte gözde midriyaz meydana gelmesine sebebiyet verebilir. İlâcın bırakılmasiyle iyi olur.

ANJİN ORTİE — Bazı kimselerde gayet az miktarda alınan ilâçlar (pri- madion, salicylate de soude, antipirin), ilk bahar meyvaları (çilek, kiraz) veya deniz hayvanlarının yenmesi (İstakoz, yengeç, midye) neticesi meydana gelir.Hasta sabahleyin veya gece uykusundan boğazında şiddetli ağrı ile uyanır, güçlükle yutkunur, boğazında yanma hissi vardır.Larenksteki lokalizasyonuna göre iki şekilde görülür.Lokal şekilde ön plikalarda, damak yelkeninde, küçük dilde kırmızılık ve erozyon vardır.Yaygın şekilde ise farenkste yaygın kırmızılık, ağızda, dudaklarda, yüzde ödem olur. Ödem lıipofarenkse ve larenkse yayılabilir. Bu son hal tehlikelidir.

B — ADENOİDÎTİS ACUTA:

Hipertrofik vejetasyonların akut iltihabıdır.

ETYOLOJİ — Doğumdan itibaren on beş yaşına kadar olan çocuklarda sık görülür. Bu yaştan sonra vejetasyonlar atrofiye olduğundan büyüklerde az görülür.Patojen faktör streptokok, stafilokok, pnömobasildir.Bulaşıcı hastalıklarda adenoid vejetasyonların hacmi daima artar.Çocuklarda dişe hazım teşevvüşlerine ve gribe bağlanan bir çok akut puseler adenoiditis acuta’dan başka bir şey değildir.

BELİRTİLER — Başlangıç şiddetli olup, çocukta kırıklık, baş ağrısı, hazan da konvülziyonlar görülür. Ateş 39-40 dereceye kadar yükselir. Vejetasyonların iltihap dolayısiyle şişmelerinden fonksiyonel belirtiler meydana çıkar. Çocuk burnundan eskisinden daha zor nefes alır, geçleri horlar, genizinden konuşur, burnunun arkasında yanma hisseder, sümkürmek ağrılıdır.

Kulaklarında ağrıdan, uğultu ve geçici sağırlıktan şikâyet eder. Geceleri kentöz vasıfta öksürük, epistaksis vardır.Boğaz muayenesinde damak yelkeni ve farenks arka duvarı kırmızıdır. Bir kaç gün sonra kavumdan miiko-prülan bir akıntı görülür. Kulak muayenesinde ağrı olmadığı hallerde dahi kulak zarında hafif konjesyon vardır. Boyunda, bilhassa alt çene köşesi altında ağrılı ganglionlar bulunur.Hararet bir kaç gün bacaklı ve yüksek seyrettikten sonra semptomlar düzelir, ateş birden normale düşer.

KLİNİK ŞEKİLLERİ — Üç şekli vardır:

1. Kısa süren akut adenoidit,

2. Uzun süren akut adenoidit,

3. Difterik akut adenoidit.

KISA SÜREN AKUT ADENOİDİT — Ateş yüksektir, ortalama 4-8 gün devam ettikten sonra birden iyi olur.

UZUN SÜREN AKUT ADENOİDİT — Hastalığın belirtileri başlangıçta kısa süren akut adenoidit gibidir. Daha sonra ganglioner reaksiyonların, bilhassa ateşin devamiyle ayrılır. Boyun ganglionlarının hacmi artmıştır, temasla ağrılıdırlar. Ateş gayri muntazamdır, bir kaç hafta devam eder. Ateşin gayri muntazam oluşu, büyük farklar göstermesi, uzun devamı, yüksekliği septisemi ateşini andırır. Fakat çocukta yüksek seyrettiği halde genel durum (zayıflama, kuvvetten düşme, iştahsızlık göstermesine rağmen) fazla bozulmamıştır.

DİFTERÎK AKUT ADENOÎDİT — Bir çok müelliflerin çalışmaları Löff- ler basilinin yalnız adenoiditte lokalize olabileceğini göstermiştir. Hastada büyük farklarla seyreden febril bir hal, solukluk, asteni, şiddetli baş ağrısı, albü- minüri ve bazı menengeal belirtiler bulunur. Bir kısırn müellifler bu hastalığa thyphose diphtérique adını vermişlerdir.

KOMPLİKASYON — En çok orta kulak iltihapları görülür. Süt çocuklarında ekseri iki, daha büyüklerde ise bir taraflıdır. Çocuklukta görülen trakeo- bronşitlere porte d’entrée teşkil eder. Bunlardan başka ganglioner komplikasyonlar, stridülöz larenjit, hematürik nefritler, gastro-entestinal teşevvüşler görülür.

TEDAVİ — Burundan teneffüsü sağlamak için burun mükozasına astren- jan maddelerle atuşmanlar yapılır. Bunu takiben antiseptik solüsyonlar damlatılır (% 1 collargol, protargol, argyrol).Hastaya sülfamitler verilir veya penicillin tatbik edilir.Çocuklarda cerahatli orta kulak iltihaplarının, ağır işitmelerin sebebi ekseriya vejetasyon adenoidlerin mevcudiyetinden ileri gelir. Bu sebepten akut safha geçtikten sonra cerrahi müdahale ile çıkartılırlar.

C — TONSİLLİTİS LÎNGUA AKUTA — Nadir olarak yalnız dil bademciğinin akut iltihabı çok defa akut difüz farenjitle birlikte bulunur. Dil kökünün yanlarında bulunan tonsillae linguae kırmızı ve çıkıntılıdır. Bu hal disfa- jiyi arttırır, dil hareketleri ağrılıdır.

Ç — BEYAZ ANJİNLER :DİFTERİ ANJİNİ — Burun ve farenks mükozasında mambran teşkili, bu mambranların komşu bölgelere yayılmasiyle meydana gelen bir hastalıktır.ETYOLOJİ — Her yaşta görülür. Bilhassa 1-7 yaş arasında sık rastlanır. Büyüklerde, ihtiyarlarda ağır seyreder. Soğuk, rutubet ve bilhassa başta kızıl olmak üzere bulaşıcı hastalıklar hastalığın vehametini arttıran faktörlerdir.Bulaşma doğrudan doğruya hastalar tarafındn, daha az olmak üzere endi- rekt yolla olur. Bu bakımdan portörler meselesi çok önemlidir.Klebs-Löffler basili çomak şeklinde, gram müsbet bir basildir.Üç şekilde görülür :

1 — Uzun basiller -— Genişliklerinin beş altı misli uzunlukta olup yığın halinde bulunurlar, difterinin vahim şeklinde görülürler

2. — Kısa basiller — Genişliklerinin iki misli uzunlukta olan bu tipi bazıları patojen olarak kabul etmemektedir. Muhtelif şekillerde görülür, ve psödö-difte- rik Hoffamn basilinden ayrılması icap eder.

3. — Orta basiller — Difteride her zaman rastlanan şekillerdir.

PATOLOJİ — Hastalığın enkübasyon devri 2-7 gündür.Farenks difterisi en çok rastlanan difteri şeklidir. Tonsil üzerinde teşekkül eden fos mambran damağa doğru uzanır. Altındaki dokuya sıkıca yapışık olduklarından kaldırıldıkları vakit kanarlar. Fibrinli mambran bol miktarda lökosit enfiltrasyonu ihtiva eder.Farenks difterisi değişik şekiller gösterir:

1. SEPTİK TİP (gangrenöz) — Burada hastalığın derinde bulunması yüzünden nekroz husule gelir. Kültürde yalnız difteri basili bulunur. Buna hakiki difteri veya basiller tip denir.

2. Diğer koküsler (streptokok, stafilokok, pnömokok) mühim miktarda bulunabilir. Buna psodo-difteri veya cocco-basiller tip denir.

3. Mambran teşkil eden veya etmeyen hafif şekil. Bu da seröz tip adını alır.

BELİRTİLER — Hafif şekilde başlangıç sinsidir. Hastada bulantı, hafif disfaji, burun tıkanıklığı, baş ve sırt ağrıları ile anjin hali mevcuttur. Ateş 37,5-39 derece arasındadır. Toksinin miyokard üzerine tesirinden hastanın rengi soluk, nabzı yumuşak ve seridir Servikal ve sübmaksiller adenopati bulunur. Teneffüs esnasında fena koku tipiktir

.Bu safhada boğaz kırmızıdır. 24-48 saat zarfında fos mambranlar teşekkül eder. . ,Başlangıçta fos mambranlar amigdaller üzerinde fırça darbesi şeklinde beyaz bir leke halinde, süratle tonsilleri örter, damak yelkenini taşar, küçük dili sarar ( Marfan ) .Mambransız kırmızılık ve şişlik seröz tipte görülür.Hastalığın hiperemik şekli albüminüri, daha sonra nefrit ve parezilere sebep olabilir, hazan da şiddetli septik şekle intikal edebilir.Şiddetli şekilde başlangıçta üşüme, kusma, boğaz ağrısı, yüksek ateş olup hastada ileri derecede düşkünlük hali vardır. Yüz soluktur, hasta akut sürrenal kifayetsizliği belirtisi olan karın ağrılarından şikâyetçidir.Skarlatiniform raşların görülmesi bilhassa bu safhada kızılda olduğu gibi hoğozın parlak kırmızı olmasında kızılla karıştırılabilir. Bir kaç saatte fos mambranlar teşekkül eder.

Bunlar kirli veya gri yeşilimtrak renkte hattâ bazan nekrotik dokulardan mütevellit siyah bir tabaka şeklinde görülürler. Büyük ağrılı adenopati vardır. Bunlar boynu deforme eder şekilde sarmıştır.Burun boşlukları tamamen tıkalı olup kanlı, fetit akıntı görülür. Bu sebepten burun deliklerinde kanlı irinli ve ağrılı erozyonlar husule gelir.İdrar azalır, içinde albümin bazan da kan bulunur. Kan üresi artar.Yüz rengi soluk, balmumu manzarasındadır. Gözlerin etrafı halkalı, dudaklar kırmızı ve çatlaktır. Etraf soğuk, tırnaklar siyonezedir. Nabız çok sür’atli, filiform ve hipotandüdür.Viseral (hematüri) veya kütane (peteşi) hemorajiler bir hepatorenal veya akut sürrenal kifayetsizlik belirtisi olup hastayı 6-8 günde konvıilziyonlar veya senkopla eksituse götürür.

KOMPLİKASYON — Fos mambranlar komşu bölgel ere bilhassa larenkse yayılır. Kalp kifayetsizliği, otitis media, pnömoni, peteşiler, devamlı kusma.diyare, burun kanamaları, nefritler görülebilir. Muhtelif adale guruplarında paraliziler husule gelir.

AYIRIM DİYAGNOSTİK — Vincent anjininden fusiform basiller ve spiro- ketlerin bulunmamasiyle;Kızıldan şiddetli başlangıç ve ikinci günde ekzantemlerin görülmesiyle ayrılır. Kızılda dil kalın ve paslıdır (çilek dili).Foliküler tonsilitiste mambranlar yalnız tonsil üzerinde bulunur, difteride ise damak yelkenine, farenkse yayılır.Kızamık, akut farenjitis ve maliny nötropeniden klinik ve laboratuvar muayeneleriyle ayrılır.TEDAVİ — Erken olarak kâfi miktarda antitoksin verilir (20-30 bin ünite). Ağır vak’alarda 50-60 bin ünite tatbik edilebilir. Yatak istirahati şarttır. Hafif sulu şekilde besleyici gıda verilir, buhar inhalasyonları yaptırılır.Genel olarak miyokardite karşı toni-cardiaque ilâçlar, asteniye karşı da sürrenal ekstreleri verilir.Portörlerde tonsillektomi yapılır.

D — KAN HASTALIKLARININ MEYDANA GETİRDİĞİ ANJİNLER:

1. AKUT LÖSEMİ — Kan yapan organların hastalığıdır. Çocuklarda ve gençlerde de görülür. Genel deveranda lökositlerin sayısı fazla miktarda artar.Akut lösemide çok defa lösemik enfiltrasyon bademciklerde ve boğazda görülür. Bazan hastalığın başında tonsillerde ehemmiyetli bir değişiklik olmaz. Lösemi başlı başına bir kan hastalığı olarak başlar; fagositoza elverişli lökositlerin adet ve kifayet bakımından yetersizliği neticesi bademciklerde her zaman bulunabilen koküsler azgınlaşır, bu yüzden sükonder olarak tonsil iltihapları ve nekroz kendini gösterir.

Reverchona göre hastalığın ilk belirtilerinden biri stomatit ve servikal adenopati ile birlikte görülen tonsillitis’dir.Hastanın genel durumu çok bozuktur, gayri muntazam, atipik bir ateşi vardır. Dil kuru ve paslı olup ileri derecede disfaji mevcuttur. Diş köklerine kanlı pis kokulu ifrazatla örtülü kırmızı ülserasyon görülür, en ufak temasta kanar (psödo - skorbiitik şekil). Anjin sonra meydana çıkar, lenfoid doku hipertrofik, şarap kırmızısı renkte, ekimotik ve ülserasyonları maskeliyen dif- teroid eksüdalarla kaplıdır (Psüdo - flegmonöz şekil).Kan muayenesinde lökosit sayısı 50 - 150 bin arasında olup çok yükselmiştir. Ambriyoner genç elemanların çokluğu hastalığın vahametini arttırır.Kan formülüne nazaran üç şekil lösemi vardır:

1. SÜREGÜ VEYA HEMATOBLASTİK ŞEKİL— Ambriyoner şekiller (hemocytoblastlar) tabloya hâkimdir. 2 - 5 gün sürer.

2. AKUT MYELOİD VEYA LENFOBLASTİK ŞEKİL — Tabloya myeloid seriden myeloblastlar veya lenfoid seriden lenfoblastlar hâkimdir. Bu şekil iki hafta ilâ iki ay kadar devam eder.

3. SÜB AKUT VEYA MÎKST SELLÜLER TİP— Lenfositer veya myelo- siter serinin bütün olgunlaşmamış şekilleri bulunur. Hastalık iki aydan fazla devam ederse de yine ölümle nihayetlenir.

II — AGRANÜLOStTOZ ANJİNİ— Graniiler hücreleri meydana getiren sistemin hastalık derecesine göre, şiddetli veya hafif şekillerde görünür.Klinik ve patolojik olarak hastalığın karakteristik vasıfları şunlardır:

1. Hematopoetik organların mühim değişmeleri.

2. Kırmızı yuvarlakların ve trombositlerin kalite ve adedinde değişiklik bulunmayışı.

3. Diyatez heıııorajik bulunmaması.

4. Ülsero - nekrotik lezyonlara karşı mutad harici müdafaa reaksiyonlarının (polimorf nüveli lökositler) azalması.

Bu sendröm graniilositik cihazın jeneralize lezyoıılaıının ifadesi olup klinik bakımından karakteristik vasıfları:

1— Kadınlarda fazla oluşu.

2— Birdenbire şiddetli enfeksiyöz bir hastalık gibi başlaması, sür’atle hastayı düşkünlüğe götürmesi, yüksek ateş, titremeler, toksik görünüş.

3 — Lokal tezahür olarak görülen ülsero - nekrotik yaraların, mükozanın her hangi bir yerinde görülebilirse de, bilhassa ağız ve farenks mükozasında görülmesi.

4 — Bariz lökopeni bulunması, granüler, beyaz küreyvelerin çok azalması, hatta kaybolması.Oro - farenksteki lokalizasyon hemorajik, siyanotik bir saba olarak başlar, hudutları tahdit olunur, nekroz ve ülser görülür.Başlangıçta kemik iliğinin sadece granülositer rejenerasyonu hatasından ibaret olan agranülositoza sonraları bu uzuvların eritrositer ve trombositer faaliyetinin felci de katılır. Bu sebepten agranülositoz haline ileri derecede bir anemi ve kanama diyatezi ilâve olunur (panmyeloftizi). Araya giren enfeksiyonla birlikte kemik iliğinin iflası hastalığı ölümle neticelendirir.

DÎYAGNOSTİK— Farenks lezyonlarından en ziyade karıştırılacak olan akut foliküler tonsillitis, streptokoksik anjin, Vincent anjini ve difteridir. Gra- nülopeniden dolayı ülserasyonun karakteristik vasfı gayri iltihabi bir bölge ile çevrilmiş olup kenarları barizdir, etraftaki dokuda şiddetli ödem hali vardır. Bu sebepten teneffüs ve yutkunma güçlükleri görülür. Deveran sisteminin gösterdiği reaksiyon bazan genel bir sepsisin aynıdır. Bu esnada kan tablosu polimorf nüveli lökosit sayısının azaldığını gösterir.

AYIRIM DÎYAGNOSTİK— Anemiler, alösemik lösemi, pnömoni, tüberküloz, tifo, muhtelif bakteriyemi ve septisemilerden, X şuamdan ileri gelen toksikoz ile, radyum ve arsenik gibi ilâçların toksikozlarından ayrılmalıdır. Bunlardan başka zehirlenme, akut lösemi, enfeksiyöz mononükleozis, aplastik anemUve sepsis gibi bariz gronülopeni meydana getiren hastalıklarla karıştırılmamalıdır.Enflüenza, tifo gibi bazı ekzantemli hastalıklarda beyaz küreyveler azalır. Lökopeni mekanizması iyice anlaşılmamıştır

TEDAVİ -— Evvelâ toksin husule getiren sistemin berteraf edilmesi, ikinci olarak da kemik iliğinin faaliyetinin tenbihi gerekir.ilâç tedavisi, kan nakli ve uzun kemikler üzerinde irradiasyon yapılır. Röntgen tedavisinin yüksek dozları kemik iliğini depresyona götürürse de hafif dozlar tenbih eder.Hastalara karaciğer hülâsaları zerkleri ümitli neticeler vermektedir.

III— MONOSİTER ANJÎN (Pfeiffer)— Bu hastalık ateş, baş ağrısı, boyundan başlayıp vücudun diğer nahiyelerine (koltuk altı, kasık) yayılan lenf ukdelerinin şişmesiyle meydana gelen bir hastalıktır. Çocukluk ve büluğda görülür. Sık bulunmakla beraber ekseri kan tetkikleri yapılmadığından teşhis edilmez.Kan tablosunda mononiikleerler çoğalmış ve monositler çok fazla artmıştır. Lökosit sayısı 10-40 bin arasında değişir (%10-90 monosit bulunur).Akut enfeksiyöz bir hastalıktır. Sebebi meçhuldür. Kendiliğinden şifa bulur. Eritrositlerde, hemoglobin miktarında azalma olmaz. Trombosit sayısı ile kanama ve pıhtılaşma müddetleri değişmez. Başlangıç hafif veya şiddetli olabilir. Ülserasyonda en fazla rastlanan mikroorganizma füziform basillerle spiro- ketlerdir

PATOLOJİ — B azan adenoid dokuda non süpüratif basit bir hiperplazi görülür. Bazan da farenkste ülserasyonlu lezyonlar husule gelebilir. Farenks mükozası kalınlaşmıştır, yalnız, vak’aların ekserisinde bariz bir hiperemi yoktur.Hastalığı meydana getiren mikroorganizmanın filtran bir virüs olduğu söylenmektedir.HEMATOLOJİ — Lenfosit mikta rı normale nisbetle %50 veya daha fazla artmıştır. Lökosit sayısı 5000 den az, 30.000 den çok olabilir. Monosit sayısı ortalama % 10 - 50 arasındadır.

Polimorf nüveli lökositler ekseriya azalır, sola inhiraf mevcuttur. Mühim anomali lenfosit karakterinin değişmesindendir. Yarısından fazlası orta büyüklükte veyahut büyük tipte hücrelerdir. Anemi yoktur, trombosit sayısı azalmamıştır.Serolojik araştırmaların da teşhis için esaslı yardımı vardır. Bu hastaların serumu, komplemanları inaktive edildikten sonra koyun eritrositlerini kuvvetle aglütine etmek hassasını gösterir (Paul - Bunnel reaksiyonu). Hastalığın ikinci haftasından itibaren Wassermann reaksiyonu müsbettir.

BELİRTİLER — Enkübasyon devri 5 - 10 gün arasındadır. Akut anjin ateş, üşüme, asteni ve bulantılarla başlar. Adenopati devamlı olup periadenit yoktur, karaciğer, dalak normaldir. Hastalığın seyri bazan bir kaç hafta kadar uzar. Nekahat ağırdır ve asteni iki üç hafta kadar devam eder. Değişik klinik şekiller gösterir:

1. PSÖDO - LÖSEMİK ŞEKİL: Ateş yüksektir, büyük adenopati, spleno- megali ve hemoraji lösemiyi andırır şekilde tabloya hâkimdir. Fakat kan formülü monositik olup hastalık 15 - 20 günde şifa ile neticelenir.

2. ASTENlK ŞEKÎL: Hararet orta derecede, hasta solgun ve adenopatisibelirsiz şekildedir. Derin bir asteni mevcuttur, ağır seyreder, haftalarca sürebilir. »i

3. GANGLlONER ŞEKİL: Klinik tabloyo adenopati hâkimdir, erginlik çağında ganglionların büyümesi, hararet yükselmesi monositer anjini düşündürmeli, kan formülü yaptırmalıdır.TEDAVİ — Ateş tamamen düşünceye kadar yatak istirahati şarttır. Küçük çocuklar hastaların yanma yaklaştırılmamalıdır. Burundan teneffüsü sağlamak için burun damlaları, farenksteki ülserasyonları temizlemek için sodyum perborattan faydalanılır. Boyuna buz kıravatı tatbiki uygundur. Hava değişimi, besleyici rejim iyi neticeler verir.

E) ÜLSERÖZ ANJİNLER

.I — PLAUT - VİNCENT ANJİNİ

— Farenks mükozasının füziform basil ve Schaudin spiroketine benzeyen bir spiroketle meydana gelen enfeksiyondur. Bu hastalık difteri, sifilis, streptokok, stafilokok enfeksiyonları ile müşterek bulunabildiği gibi dişlerin hastalığında da bacillus ramosus ve entamoeba bucea- lis ile birlikte bulunabilir.

BELİRTİLER -— Hastalık umumiyetle tonsil üzerinde fos mambranla başlar, buradan komşu bölgelere yayılır. Processus alveolaris, diş çukurları, bronş mükozası batta vücudun diğer kısımları hastalanabilir.Tonsil üzerinde teşekkül eden fos mambran çabuk düşer. Altında kenarları kalkık, dibi nekrotik şankr bir ülserasyon meydana çıkar. Aynı zamanda retro - maksiller nahiyede adenopati belirir, bu oldukça büyük, ağrılı, periadeniti olmayan önceleri tek, daha sonra iki taraflı adenopatidir.

Ateş 39 dereceye kadar yükselebilir, dil paslıdır, nefes fena kokuludur. Diş etlerinde kanama, salivasyon, baş ağrısı, burunda ifrazat, mide bağırsak teşevvüşleri, genel durumda düşkünlük vardır. Hastalık uzun gayri muntazam ve puselerle seyreder. Bu puseler bazı defa zahiri şifa devirleriyle ayrılmıştır.

AYIRIM DlYAGNOSTlK— Dişler dikkatle muayene edilmeli, tedavisiz kalmış çürük diş, enfekte briç aranmalıdır.Anjin safhasında difteriden bakteriyolojik muayene ile, agrünülositoz ve löseminin skorbütik şeklinden kan formülü ile ayrılır.

Tüberkülozla bir kimsede tonsilde ülserasyon hastalığın son safhasında görülür. Bu ülserasyon yassı, girintili çıkıntılı ve komşu mükozanın yenik manza- rasiyle karakteristiktir.Epitelyonıada ülserasyon derince enfiltre bir kaideye istinad eder. Sertliği, kanamaya istidadı, adenopatisi karakteristiktir. Lezyonların klinik tablosu, hastanın yaşı ve genel durumu karışıklığa meydan vermez.Sifilis ülserasyonlarında bol eksüda görülmez. Sifilitik lezyonda ülseras- yonların kenarı katıdır, graniilasyonlar kızıl renktedir. Serolojik muayene hastalığın tabiatını meydana çıkarır.

TEDAVİ — Lokal ve genel tedaviler tatbik edilir.Lokal olarak bilhassa oksijenli gargaralar veya 1/3000 permanganate de potasse’lı solüsyonlarla irigasyonlar yapılır. Ülserasyan sahasına asid kromik, gümüş nitrat, bakır sülfat, triklor asetik asitle veya %10 neosalvarsanın gliserindeki solüsyonu ile atuşmanlar yapılır. Disfajiye karşı %1 hydrate de chloral ile boğaz banyoları yaptırılır.

Genel olarak entra venöz neosalvarsan tatbik edilir. Adale arasına cacodylate de soude veya bizmutun yağdaki solüsyonları veya penisilin zerk edilir. Arsenik enjeksiyonları yapıldığı sıralarda maliyn nötropeni husule gelebileceği hatırda tutulmalı, sık sık kan muayenesi yapılmalıdır.Hastaya hafif rejim tavsiye edilir. Hasta tarafından havlu, tabak, çatal ve kaşıklarla hastalığın evin diğer şahıslarına bulaşmamasına dikkat edilir.

2. ÜLSERÖZ LAKÜNER ANJİN —- Kalküllerle örtülü küçük ülserasyon- larla meydana çıkan bir hastalıktır. Kalkiil büyük olduğu vakit epitelyomayı andırır.Ağrılar bazan çok fazla olabilir. Ülserasyon kenarları kalınlaşmış, bur- jonlu manzara gösterir. Az kanar. Tuşede sert kitle iyi tahdit edilmiş olup kaidesi yaygın değildir. Stile ile muayenede sert ve madeni temas sesi duyulur.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp