Erkan Topuz Kemoterapide Beslenme

Erkan Topuz Kemoterapide Beslenme : Erkan topuz, sağlık için yapılması gereken şeyleri sıralarken, kemoterapi sırasında beslenmenin öneminede değindi. kemoterapi ile birlikte sağlıklı beslenmenin şart olduğunu vurgulayan topuz un anlattıkları:

İşte, kansere iyi gelen bitkilerin listesi:İstanbul Onkoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erkan Topuz şifalı bitkilerin özellikleri ve kanser hastalığındaki etkileri konusunda açıklamalarda bulundu.

Şifa kaynağı sarımsak, kan sulandırıcı kemoterapi ilaçlarıyla alındığında yarar değil, zarar getiriyor. iyileşmek. isterken hayatınızı büsbütün tehlikeye atmış olursunuz . Aman dikkat!!

ISIRGAN: Amerika’da yapılan araştırmalar ısırgan kökünden elde edilen ekstresinin kanser tedavisinde faydalı olduğunu gösterdi. Ancak, Türkiye’de tohumu da, yaprağı da kullanılıyor. Bu doğru değil. Isırganın prostat ve birçok kanser türünde başarılı sonuçlar verdiği tespit edildi. ASTRAGANUS: Çin’de yetişen ‘astraganus’ bitkisi bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Tümör ölümünde rol oynuyor. Akciğer kanserlerinde faydalı olduğunu gösteren çalışmalar var. Öte yandan kemoterapi yapılırken ilaçların etkisini artırıyor.

ANANAS: İçindeki bromelain maddesinin beyin ve bağırsak tümörlerini küçülttüğü gösterildi.

LİMON KABUĞU: Limon kabuğu ve bazı turunçgillerde bulunan limonene maddesi meme kanserini hücre fazında durduruyor. Meme ve kolon kanserinde etkili. Meme kanserinden korunmada ve tedavi sırasında tavsiye ediliyor.

HAVUÇ: İçerdiği ‘betakaroten’ sayesinde birçok kanser türünün tedavisinde yardımcı olarak kullanılıyor. Özellikle serviks ve rahim kanserlerinde etkili. Ancak akciğer kanserli hastalarda çok fazla bir etki saptanamadı.

PAPATYA: Papatya çayı günde 3 bardak tüketilmeli. Kansere karşı bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Kanser tedavisinde ise genelde ağız yaralarına iyi geliyor. Sindirim sistemini düzenliyor.

TERE: Hayvan deneylerinde özellikle akciğer kanserlerindeki faydası gösterildi.

ÇİLEK ve BÖĞÜRTLEN: Çilek ve böğürtlen, kökü ve yaprakları da dahil olmak üzere kanserden koruyucu özelliğe sahip. Belli fazlarda kanseri durdurabilir. Ancak, hormonsuz olarak tüketilmesi şart.

YEŞİL ÇAY: Günde 3 kupa yeşil çay tüketilmeli. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği, tümörleri belli oranlarda küçülttüğü gösterildi. Son zamanlarda yapılan bir araştırmada meme kanserlerinin tedavisinde kullanılan ‘temoksifen’ adlı ilacın etkisini bir kat daha artırdığı ortaya çıktı. Kanser hücrelerindeki haberleşmeyi yavaşlatarak, kanserin büyümesini engelliyor. Meme, prostat, yemek borusu, akciğer, over, pankreas, mesane kanserleri üzerinde etkili. Ağızda oluşan aftları azaltıyor.

DOMATES: İçeriğindeki likopen prostat kanserinde ve korunmasında faydalı. Mide, meme ve yemek borusu kanserlerinde korunma sağlıyor. Günde iki bardak dolu dolu domates suyu içilmeli. Hormonsuz ve organik olmasına dikkat edilmeli. 15 Mayıs’tan 1 Ekime kadar domates tüketin. Bu tarihten sonra kullanacağınız salçanızı kendiniz yapın.

SOĞAN SARIMSAK: Günde iki tane soğan yemek, kanser oluşma riskini büyük ölçüde azaltır. Ancak, hormonsuz köy soğanı yenmeli. Kansere karşı koruyucu etkisi bilenen sarımsak, kanser tedavisi sırasında kan sulandırıcı ilaçlar alınıyorsa tüketilmemeli. Bunun dışında mide, meme, akciğer ve kolon kanserlerine karşı bağışıklık sistemini güçlendirir.

TOZ BiBER KULLANMAYIN ! Kırmızı toz biber karaciğer kanserine sebep olabilir. Kırmızı acı biber ise iştah açar. Kemoterapiye bağlı olan ağrıları azaltır. Bağışıklık sistemini güçlendirir.

KÖTÜ MÜZİK KANSER YAPAR: Aşağı yukarı 100 merkezin 19′unda 5 bine yakın müzik terapisti var. Fareler üzerinde yapılan araştırmalar, gürültülü – huzursuz eden müziklerin kanser yaptığını gösterdi. Buna karşılık, daha sakin ve klasik müziklerin psikolojik durumu düzelttiği, kemoterapide bulantı süresini azalttığı, hastaların toparlanmasına yardımcı olduğu belirlendi. Kötü müzikler bitkileri bile kurutuyor. Meditasyon uygulamalarını da içeren ayurveda ise, iştah açıyor, ruhsal durumu düzeltiyor. Fakat bazı ilaçların bazılarının içine arsenik gibi zehirli maddeler katıldığında, hastanın ölümüne bile sebep olabiliyor. Biyo-enerji, iddia edilenin aksine hiçbir zaman hastalığı tedavi etmez. Sadece ağrıyı hafifletir. Psikolojik destek sağlar.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp