Renk Duyarlılığının Arttırılması

Renk Duyarlılığının Arttırılması

Renklere karşı herkes, belirli bir tepki gösterecek şekilde duyarlıdır. En azından her birimiz, hoşlandığımız veya hoşlanmadığımız renkleri hiç düşünmeden sıralayabiliriz. Ya da nedenini bilmeden, birisine hangi rengin yakışıp, hangisinin de yakışmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu söylediklerimiz, insanların renklere ve ışığa karşı duyarlılık gösterdiklerinin en bilinen kanıtlarıdır. İnsanlar renkler konusunda sahip oldukları özelliklerini ne kadar geliştirirlerse, renklerden o kadar çok faydalanabilirler.Renkler konusundaki bilginizi ve duyarlılığınızı geliştirmenin en basit yolu, kendi kendinize hazırlayabileceğiniz renk kartları deneyidir. Bunun için 3 X 5 cm boyutlarında bir miktar kart hazırlayın. Bunların bir yüzüne, renklerin özelliklerini sıralayın. Diğer yüzünü ise, seçtiğiniz renkteki boya kalemiyle işaretleyin ya da boyayın. Her renk için ayrı bir kart hazırlayın. Bu deney için ilk aşamada seçeceğiniz renkler, gökkuşağının yedi rengi olabilir.

İkinci adım olarak, zihninizi her türlü düşünceden ve sorundan arındırın. Ardından kartlardaki renklerin özelliklerini defalarca tekrar edin ve ezberleyecek şekilde öğrenin.Bundan sonra yapmanız gereken, renklerin enerjilerini hissetmektir. Burada en büyük yardımcınız elleriniz olacaktır, çünkü insaneli, bir takım enerji değişimlerini ve farklılıklarını ayırt edici yeteneğe sahiptir. Örneğin yeni tanıştığınız bir kişiyle daha el sıkışırken bile, onun hakkında az da olsa bir fikir edinirsiniz. İşte bu noktada en büyük görev, ellerinize düşer. Zira dokunma organı sayılan elleriniz, kendi enerjinizle tokalaştığın insanın enerjisi arasında bir köprü oluşturur. İşte ellerimizin bu yeteneğinden renk duyarlılığımızı arttırırken faydalanabiliriz.

Şimdi hazırladığınız kartları, boyalı tarafları yukarıya bakacak şekilde karıştırın. Gözlerinizi kapayın, aralarından rastgele bir tanesini seçin ve kendinizi serbest bırakarak elinizi onun üzerine doğru tutun. Bunu yaparken beyninizi devreden çıkarın ve elinizle duygularınızı birleştirerek, rengin yaydığı enerji düzeyini hissetmeye çalışın. Eğer belirli bir sıcaklık hissediyorsanız, kartın üzerindeki renk, sıcak özellikler taşıyan kırmızı renkli spektruma dahil demektir. Fakat belirli oranda bir serinlik hissediyorsanız, söz konusu renk, spektrumun mavi bölümüne ait olan soğuk bir ton olmalıdır.

"Peki, eliniz kartın üzerindeyken başka neler hissettiniz?" Örneğin, elinizde bir yanma veya karıncalaşma duydunuz mu?
Kartın üzerindeki renk hakkında bir fikir yürütebilmek için, vücudunuzun herhangi bir yerindeki en ufak bir tepki bile önemlidir. Çünkü önemsiz gibi görünen bu detaylar, renkler konusundaki bilgilerinizi ve duyarlılığınızı geliştirecek niteliktedir.Ayrıntılı olarak sizlere sunduğumuz bu deneyi sık sık tekrarlamanız, renkleri görmeden tanıma yeteneğinizi arttıracaktır. Deney sırasında zihniniz, titreşimsel enerji alanlarıyla ilişki kurmaktadır. Elinizi kullanarak renklen tanıma yeteneğinizi geliştirirsenız, bedeninizi çevreleyen bu enerji alanlarını hissetmekle kalmaz, ayrıca renk enerjilerini yansıtmasını da öğrenebilirsiniz.

Dokunma Yoluyla Renk Terapisi

Size şimdi sunacağımız alıştırma sayesinde, elleriniz ve düşünceleriniz yoluyla renk enerjisini yansıtmanın sırrını öğreneceksiniz.Eskilere dayanan yaygın bir okült (gizli) öğretiye göre düşünen kişi nereye yönelirse, enerjisi de, onu takip eder. Yani düşüncemizle birlikte enerjimiz de, zihnimizin meşgul olduğu nesne üzerinde yoğunlaşır. Örneğin düşüncelerimizi herhangi bir renk üzerinde odakladığımız zaman, bedenimizden çevreye yayılan enerji dalgaları da, o rengin sahip olduğu enerjiyle denge kuracak şekilde değişime uğrarlar.Bedenimizin hemen hemen her bölgesi, çevreye enerji dalgaları yayarlar. Ancak bu olayın en yoğun olarak gerçekleştiği yerler ellerimizdir. Avuçlarımızda birçok küçük chakra merkezi bulunur. Bunlar sayesinde, ellerinizi gizli renk enerjilerini hissetmek ve sonra da dayansıtmak amacıyla kullanabilirsiniz. Söz konusu işleme "Şifacı Dokunuş" denebilir. Ancak bunun renk terapistleri arasındaki ismi "Sihirli Dokunuş", "Eterik Tedavi" veya "Kralın Dokunuşu"dur.

"Kralın Dokunuşu"nu hissedebilmek için uygulamanız gerekenler şunlardır: İlk önce ellerinizi 15 ile 30 saniye süresince ovuşturun. Bunun amacı, avuç içlerinde bulunan chakraları harekete geçirip duyarlılıklarını arttırmaktır. Ardından kollarınızı birbirinden 30 cm kadar uzaklıkta tutarak, ileriye doğru dümdüz uzatın. Sonra yavaş yavaş aradaki mesafeyi daraltın ve ellerinizi mümkün olduğunca birbirine yaklaştırın, ama değdirmeyim Bu durumda kısa bir süre bekledikten sonra, ellerinizi ağır hareketlerle birbirine yaklaştırıp uzaklaştırma hareketini yapın ve bunu bir kaç kez tekrarlayın.Bu işlemi tekrarlarken tam olarak neler hissettiğinize dikkat edin. Eğer alıştırmayı tüm dikkatinizi yoğunlaştırarak uyguluyorsanız, ellerinizde belirli oranda bir sıcaklık veya serinlik hissetmeniz gerekmektedir. Ellerinizi birbirine yaklaştırırken, aralarında kalan dar alanın avuçlarınıza küçük bir basınç uyguladığını da farkedeceksiniz. Bunların dışında ellerinizde karıncalanma, gıdıklanma veya nabız atışı gibi titreşimler de duyabilirsiniz.

Ellerinizi yavaşça birbirine yaklaştırırken neler hissettiğiniz, sadece sizin bileceğiniz ve tanımlayabileceğiniz bir duygudur. Bu arada başkalarının hissettiğinden farklı etkiler tecrübe etmenizde mümkündür. Hatta hiçbir şey hissetmeyeceğinizi düşünüp, oluşan bu etkiyi, beyninizde canlandırmış olduğunuz bir aldanma olarak da tanımlayabilirsiniz. Ancak uyguladığınız bu egzersizin en büyük amacı, konsantrasyonu artırmak ve enerji gücünün sadece fiziksel bedenle sınırlı olmadığını göstermektir. Ayrıca böylelikle kişisel enerji ışınımınızı ortaya çıkarmanız ve tanımanız da sağlanmaktadır.
Ellerinizden yayılan enerji ışınımlarını kontrol edebilme yeteneğinizi ortaya çıkarıp uygulamak, bu konuda atmanız gereken ikinci adımdır. Bunun için gerekli olan tek şey bir termometredir. Bunun için sessiz ve rahat bir ortam seçin. Ardından avuç içi chakralarınızın canlanması için ellerinizi ovuşturun. Bir süre sonra ellerinizi, önünüzde duran termometreye 5 cm kadar yaklaştırın.

Bu esnada ritmik hareketlerle nefes alıpvermeye gayret etmelisiniz. Havayı ağır ağır içinize çekerken, bedeninizin parlak ve sıcak kırmızı renk enerjisiyle dolup, taştığını fark edeceksiniz.
İçinize çektiğiniz havayı dışarı verirken, bu kez de bedeninize dolan kırmızı renk enerjisinin, elleriniz yardımıyla termometreye aktarıldığını farkedeceksiniz. Enerjinizi gördüğünüz ve hissettiğiniz böyle bir anda, termometre değerini mümkün olduğunca yükseltmeye çalışın. Bedeninizden termometreye doğru oluşan enerji akımı, etkisini yaklaşık 35 dakika boyunca sürdürecektir.
Bu egzersizi defalarca tekrar etmeniz sizin için çok faydalı olur. Zira termometrenin sıcaklığını arttırabilmeniz, ellerinizdeki enerji ışınımını düşüncelerinizle kontrol edebildiğiniz anlamına gelir.

Renklerle Baş Ağrısı Tedavisi

Genelde insanların en çok şikayette bulundukları rahatsızlık, herkeste görülebilen baş ağrısıdır. Renklerle tedavi edilmesi en kolay olan rahatsızlık da, yine bu yaygın rahatsızlıktır. Baş ağrılarının temelinde yatan sebep, kaş veya taç chakrasının yoğun enerjilere maruz kalmalarıdır. Söz konusu chakraların gereğinden fazla enerji emmeleri, ısınmalarına yol açar. Bu ısınmaların fiziksel bedendeki sonucu ise, baş ağrısıdır. Bu şikâyetin ortadan kaldırılması, ağrıya sebep olan enerji merkezlerinin soğutulmasına bağlıdır.Termometrenin sıcaklığını arttırmayla ilgili egzersiz boyunca, sahip olduğunuz enerjiyi ellerinizin yardımıyla, başka bir nesneye

iletmesini öğrendiniz. Söz konusu tekniği, baş ağrılarını giderirken de kullanmanız mümkün. Ancak böyle bir durumda, iletmek üzere kullanmanız gereken enerji kırmızı değil, aksine daha yumuşak ve serinletici özelliklere sahip olan mavi veya turkuaz enerjisidir. Migren gibi daha yoğun ve kalıcı ağrılarda ise, lâcivertten faydalanmanız daha uygundur.Şimdi, baş ağrılarının giderilmesi için geliştirilen tekniği uygulayalım. Sessiz bir ortamda, bir süre zihninizi dinlendirin. Ardından ritmik olarak nefes alıpvermeye başlayın. Bir süre sonra, aldığınız her nefeste, içinizdeki mavi renk enerjisinin yoğunlaştığını hissedeceksiniz.

Bu duruma geldiğinizde baş ağrısından şikayetçi olan kişiyi karşınıza oturtarak, gözlerini kapatıp kendisini serbest bırakmasını söyleyin. Sonra ellerinizi hastanın başına önünden ve arkasından 5 cm kadar yaklaştırın. Aslında, ellerinizi hastanın başına temas ettirmenizde de hiç bir sakınca yoktur. Bu pozisyonda ritmik olarak nefes alıpvermeye devam edin ve her nefes verişinizde, ellerinizin hastanın kafasına serinletici mavi renk enerjisi ilettiğini hissedin. Mavi renk, sahip olduğu olumlu özellikler sebebiyle, hastayı sakinleştirip, vücut fonksiyonlarını dengeleyecek ve ağrısını dindirecektir. Bu özelliklerinden dolayı, mavi renk enerjisini "renkli aspirin" olarak isimlendirebilirsiniz. Baş ağrılarını gidermek üzere bu tekniği uygularken, ellerinizi kafanın iki yanında sabitlemeniz de mümkündür. Siz, kendinize en uygun olan pozisyonu seçin. Elleriniz hangi konumda enerji iletirlerse, iletsinler, en fazla beş dakika içinde sonuç almaya başladığınızı göreceksiniz.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp