Anoreksiya Hastalığı

Anoreksiya Hastalığı :

Bilimsel adı anorexia nervosa olan bu hastalık, gazeteci Annita ile birlikte Dünya'nın gelişmiş ülkelerindeki kadınların %0.3'ü ila %1'i arasını, erkeklerin ise %1'i civarını tehdit ediyor. Vakaların %40'ı 15-19 yaş arasındaki dişiler. Tüm vakaların ise %70 civarı dişilerden oluşuyor. İnsanlığı epidemik olarak tehdit eden obezitenin suratına sırıtan bir tezatlık gibi gözüken bu zihinsel hastalık, yaygın olarak gelişmiş ülkelerde görülüyor. Çünkü anoreksiya bir "yiyememe hastalığı"ndan çok bir "yememe hastalığı" olarak karşımıza çıkıyor. Yani yiyecek bulamamak değil bu hastalığın nedeni, yiyecek bulunmasına rağmen yemeyi reddetmekten kaynaklanıyor.

Hastalık için "ölümcül" kelimesini kullandık, çünkü ölüm oranları son derece yüksek: 9282 katılımcı üzerinde yapılan araştırmada, hastalığın bu deneklerin ortalaması olarak 1.7 sene içerisinde sonuca vardığı gözlenmiştir (elbette bu bir ortalamadır, 1.7 senenin altında sonuç görülebileceği gibi, 1.7 senenin üzerinde de sonuç gözlenebilir). Hastalık, sanılanın aksine her zaman kronik ve ölümcül olmak zorunda değil; birçok hastanın tedavi sonucu iyileştiği gözlenmiştir. Buna rağmen, bu deneklerde yapılan araştırmaya göre ortalama 1.7 sene sonunda anoreksiyaya yakalanan her 100 hastadan 5 ila 20 tanesi ölüyor. Üstelik bu ölümün nedeni yemek yememenin neden olduğu bedensel ve ek zihinsel sorunlar! Bu sorunlar arasında kalp krizleri, kalp yetmezliği ve intihar da bulunuyor.

Anoreksiya, yakalanmadan durdurulması gereken bir hastalık, çünkü tedavisi çok zorlu ve çok uzun: tedavi görenlerin %30'u hastalığa yeniden yakalanıyor, tedavi süresi 57-79 ay arasında değişiyor ve tamamen kurtulabilenlerin oranı %76 civarında. Hatta 10-15 yıl boyunca uygulanan tedavilerde bile hastalığın geri dönebildiği gözlenmiştir. Ne kadar tedavi uygulanırsa uygulansın hastaların asla eski hayatlarına dönemediği de biliniyor. Kısaca anoreksiya, uzak durulması gereken, son derece tehlikeli bir hastalık!

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp