Damar Açıcı Meyveler

Damar Açıcı Meyveler : Damar tıkanıklıkları son yıllarda koroner kalp hastalıkları, felç ve benzeri ölümcül hastalıkların en önemli nedenlerinden birisi olarak dikkat çekiyor. Damar sağlığını korumak aslında ölümcül bir takım hastalık risklerinden de kurtulmak manasına geliyor. Damar yaşı adı verilen olgu aslında damar tıkanıklıklarının temel nedeni olarak görülüyor. Diğer bir ifadeyle damarlarınız vücudunuzdan daha hızlı bir biçimde yaşlandığı takdirde damar tıkanıklığı riski ile karşı karşıyasınız demektir.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ölümlerin başta gelen nedeni hiç şüphesiz ki koroner kalp hastalıklarıdır. Gerek kalp ve damar rahatsızlıkları gerekse felçlerin başta gelen nedeni ise damarların erken dönemde tıkanmaya başlaması, patlaması ve sağlığını kaybetmesidir. Elbette vücudumuzun doğal yaşlanma sürecinde damarlar plaklarla kaplanıp tıkanıyor ve yaşlanıyorlar. Ancak bir takım kötü alışkanlıklar ve sağlıksız bir yaşam tarzı sürmemizden dolayı damarlardaki yaşlanma çok daha hızlı seyrediyor ve bu durum da toplumda erken ve zamansız ölümlerin başlıca nedeni olan kalp krizini tetikliyor. Yaşlanmayı yavaşlatmak gibi bir düşünceniz varsa ilk yapılabilecek şeyin damarlarımıza gerekli özeni göstermek ve kalp damar sağlığını korumayı bilmek olduğunu sizlere hatırlatalım.

Damar Tıkanıklığına Karşı Alınacak Önlemler Nelerdir?


Damarlarınızı korumanın sağlıklı ve genç damarlara sahip olmanın yolu, yüksek kan şekerinden, kan basıncından, ürik asit seviyesinden, yüksek kan kolesterol düzeyinden, homosistein seviyesinden, fazla yağlı ve proteinli beslenmeden, aşırı kilolardan, yoğun stresten, sigara ve alkolden, hareketsizlikten sakınmaktır. Doğru beslenme alışkanlıkları edinerek, sigaradan kaçınarak, egzersiz yaparak, kan şekerimizi kontrol altında tutarak, kan basıncımızı kabul edilebilir aralıklarda sürdürerek, ruhsal durumumuza önem vererek huzurlu bir yaşamı ısrarla sürdürebilirsek, daha sağlıklı ve genç damarlara sahip oluruz. Önemli olan, her konuda sağlıklı bir denge oluşturmak aşırıya kaçmamak ve makulde kalmayı başarabilmek.

Bana göre sağlıklı damarlara sahip olmanın öncelikli şartı, iyi kontrol edilmiş kan şekeri, açlık ve tokluk insülini ile kolesterol ve trigliserit düzeyleri. Yapmanız gereken, kan şekeri ve kolesterol seviyenizi öğrenmek için bir laboratuvara başvurmak.

Total kolesterol veya zararlı kolesterol olan LDL kolesterolü ölçtürmek için açken veya tokken kan verebilirsiniz. Trigliserit ve HDL kolesterolünüzü ölçtürecekseniz kan alınmadan önce 12 saat süreyle bir şey yiyip içmemelisiniz. İdeal kolesterol değerleri için verilen rakamlar sıklıkla değişmekle birlikte genel olarak kabul edilen değerler içerisinde güvenilir olanlardan biri toplam kolesterol düzeyinin faydalı kolesterole oranıdır (total kolesterol: HDL kolesterol). Bu oranın güvenilirliği üzerinde genelde fikir birliği mevcuttur. Oranın 4‘ün altında olması düşük risk düzeyini, 4-6 olması orta risk düzeyini, 6‘nın üzerinde olması ise yüksek risk düzeyini işaret ediyor. LDL kolesterol düzeyinin 100 mg‘nin altına indirmek ve bu düzeylerde sürdürmek, HDL kolesterol düzeyini ise 55 mg ve üzerinde tutmak gerekiyor.

Kan şekeri kadar açlık ve tokluk insülin seviyelerinin de normal sınırlarda tutulması önemli. Açlık şekerinizin 100‘ü, tokluk şekerinizin 140‘ı, açlık insülininizin 5‘i, tokluk insülininizinse 40‘ı geçmesi damar sağlığınız için önemli alarm işareti.

Damar Tıkanıklığına İyi Gelen Besinler, Meyveler ve Sebzeler

Portakal suyu için


Homosistein seviyesinin kontrolünün de damar sağlığını korumanın gereklerinden biri olduğu bilinmeli. Homosistein, et ürünlerinden alınan bir aminoasit. Yeterli miktarda folik asit ile B6 ve B12 vitaminleri alındığında bu madde zararsız bir başka aminoasite dönüştürülüyor. Homosisteini bu zararsız aminoasite yeterince çeviremeyenlerde kan homosistein düzeyleri yüksek kalıyor. Erken yaşta kalp rahatsızlıkları ya da felçlere bağlı ölümler, damar tıkanmaları gibi sorunlar gelişiyor. Günlük düzenli olarak folik asit (400 mg), B6 vitamini (10 mg) ve B12 vitamini (100 mg) tüketimi homosisteini arzu edilen seviyelere (yüzde 9 mol/L) indirir. Diğer taraftan bol miktarda yeşil yapraklı sebze ve tahıl ürünleri tüketilmesi, portakal suyu içilmesi ve alkol alımının sınırlanması homosistein düzeyinin kontrolünü kolaylaştırıyor. Son olarak hs-CRP seviyenizi de dikkatle izlemenizi öneririm. Bu maddenin 2‘den yüksek olması damarlarınızda yapısal sorunlara işaret etmektedir.

BİR NOT

Tansiyon kontrolünü elden bırakmayın


Damar sağlığı bakımından ikinci önemli unsur, kabul edilebilir kan basıncı düzeylerine sahip olmaktır. İdeal kan basıncı değerleri 120/80 mmHg‘ın altında olmalı. 130/85 mmHg‘den daha az olan değerler kabul edilebilir ortalamalar. 130-139/85-89 mmHg arası değerler uyarıcı kabul edilmeli, 139/89 mmHg‘dan daha yüksek değerler ise yüksek risk olarak algılanmalı.

Sağlıklı ve kabul edilebilir kan basıncı değerlerine sahip olabilmek için, tuz tüketimini sınırlamak, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı kiloya sahip olmak, fazla kiloları vermek, az protein, bol sebze ve meyve içeren bir beslenme programı uygulamak gerek. Kan basıncı kontrolünde potasyum kullanımının artırılması, stresle mücadele yöntemlerinin iyi uygulanması da önemli yararlar sağlıyor. Kolesterol seviyelerinin kontrolü de kan basıncı seviyesinin yükselmesini engelliyor.

Damar Tıkanıklığına Ne İyi Gelir

HS-CRP‘niz yüksekse


- Fazla kiloları veriniz
- HDL‘niz düşükse yükseltiniz
- Egzersiz yapınız
- Sigarayı bırakınız
- Omega-3 desteği almaya başlayınız
- Açlık insülininiz yüksekse (>5) düşürünüz
- Trigliserid düzeyinizi 150‘nin altına indiriniz
- Ürik asit seviyenizi azaltınız( - Tatlı tüketimini azaltın
- Meyve-meyve suyunu sınırlayınız
- Hayvansal besinleri az yiyiniz
- Zerdecal (iki çay kaşığı/gün), tarçın (bir-iki çay kaşığı/gün), taze öğütülmüş üzüm çekirdeği (bir-iki çay kaşığı /gün) damarlarınızdaki yangısal süreçleri bastırabilir. Damar tıkanıklığına soğan suyu da iyi gelir. Ayrıca aktarlarda satılan Kalp Damar Tıkanıklığına Bitkisel Destek ürünleri de denenebilir.

Damar tıkanıklığı tedavi edilmezse ne olur

Damar tıkanıklığının görüldüğü bölgeye göre felç, kangren, tromboz veya kalp krizi gibi yaşamsal tehdit içeren bir çok rahatsızlığa neden olabilir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp