Hareket Hastalığı

Hareket Hastalığı: Deniz tutması, tıpta "hareket hastalığı" olarak ifade ettiğimiz bir grup problemin başında gelir. Normalde alışık olmadığımız tipte bir hareketle karşılaşıldığında, iç kulakta yerleşik denge organı beyne ve beyinsapına bu uyarıları gönderir.

Beyin sapında yerleşik merkezler, tamamen tesadüf eseri, kusma-bulantı merkezlerine komşu olduklarından "indirekt" olarak uyarılardan etkilenirler ve problemin bizi en çok rahatsız eden yönü, bulantı ve kusma bu şekilde ortaya çıkar.

Hepimizin bildiği gibi görme yetisi de denge de ciddi rol oynar. Bunun kısıtlandığı, kapalı alanlar, kamara- koridor içi, karanlıkta gece seyri gibi durumlar, olayı şiddetlendirir.

Güverteye çıkmak ve ufka bakmanın yararı budur. Gözler hareketi anlar ve beyin sapında diğer iç kulak uyarılarını baskılarlar.

Güverteye çıkmanın bir diğer yararı, kötü koku vs gibi, mide bulantısına sebep olabilecek diğer uyarıları engellemektir. Fırtınaya çıkarken sintineyi temiz ve kuru tutmak sadece bir temizlik önlemi değildir. Zaten kapalı havalandırmalar ve pencereler dolayısıyla içerideki havaya, bir de oradan oraya savrulan mazot kokularının eklenmesini, özellikle hanımlar hiç istemezler.

Yenilen yemeklerin bozukluğu ve midenin dolu olması da buna aynı şekilde etki eder.
Gözleri meşgul edecek tarzda, kitap okumak veya bilmece çözmek oldukça zararlıdır.
Keza öne doğru eğilmek, yerden birşeyler toplama durumunda iç kulak maksimum etkilenir. Tecrübeli denizciler fırtınada etrafa saçılmış öte beriyi toplamaya çalışmazlar.
Müzik dinlemek, iç kulaktan gelen uyarıları belli ölçüde baskılar, yararı olur.
Beyni meşgul edecek dikkati bir yere toplayan meşgaleler, dümen tutmak gibi, uyarıları ciddi azaltır. Dümen tutmanın tek yararı, sadece konsantre olmak değildir. Dümenci teknenin yaptığı hareketleri diğerlerinden çok daha kolay algılar.

Görme fonksiyonuyla ilgili hareket yönüne doğru bakmak yararlı, mesela otobüste olduğu gibi geriye doğru bakmak, zararlıdır.

Hareket yönüyle ilgili, semazenlerin örneğini verirsek konu daha iyi anlaşılabilir. Semazenler bildiğiniz üzere, düz bir zeminde, aşağı-yukarı (vertikal) hiçbir hareket yapmadan, kendi etraflarında dönerler (rotasyon). İç kulak kaynaklı uyarıları engellemek için başlarını 45 derece tek bir tarafa çevirmeleri bunun içindir.
Ancak dalgalı bir denizde rotasyonel, dönme hareketi azdır. Daha çok vertikal, yani aşağı-yukarı ve sağa-sola hareketler mevcuttur. Bunlar her seyirde farklı olabilir. Kişi hangi pozisyonda rahat ediyorsa, yastıklı veya yastıksız uzanmak, dik oturmak, o şekilde kalmalıdır.

Uyumak yararlı olabilir. Kamarada yatılıyorsa, iyi havalanmasına özen gösterilmelidir.
Her ne şekilde olursa olsun, bir süre sonra bünye deniz tutmasına alışır. Bu süre genelde 2 gündür. 2-3 gün denizde kaldıktan ve sallanan zeminde uyuduktan sonra, karaya çıkınca sallanıyor gibi hissetmenin sebebi budur. Beyin ve diğer merkezler sallanan zemine adapte olmuştur, yeni ortama uyum sağlamaları için yine belli bir süre geçmesi gerekmektedir.

Dramamine gibi ilaçlar, uyarıları denge organı seviyesinde baskılar. Seyre çıkmadan yarım saat 45 dakika önce alınmalıdır. Kusma başladıktan sonra ağızdan alınacak ilaçlar etkisizdir. Dramamine‘in en önemli yan etkisi uykudur. Dikkat eksikliği yapar. Dümen tutanlara tavsiye edilemez. Metpamid veya Emedur gibi kusma önleyici ilaçlar, uyarıları kesin olarak engellemez. Sadece kusmaya engel olur.
Kusma uzun zaman devam ederse, özellikle sıvı ve tuz kayıpları yaşanabilir. Böyle bir durumda sıvı ve tuz alımı çok önemlidir.

Uyarıcı etkiye sahip ilaçlar ve mesela kahve, çay veya Coca Cola-Enerji içecekleri algılamayı arttırdıkları için zararlıdır. Öncesinde almamak lazımdır.

Bilezikler bazı bünyelerde çok yararlıdır. Denenebilir.

Yukarıda anlatılan faktörler, bünyeden bünyeye değişiklik gösterir. Hatta aynı kişide bile zaman içerisinde çok değişkenlik gösterebilir. Hepsini gözden geçirip, deneyip, sizin için en uygununu bulmanız keyifli bir tatil-seyir yapmanızı sağlayacaktır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp