Torasik Çıkış Sendromu

Torasik Çıkış Sendromu :

Üst ekstremiteye giden bütün nörovasküler yapılar torasik çıkıştan geçerler. Bu çıkış medialde birinci kosta, anteriorda skalenus antikus kası ve klaviküla,ve posteriorda skalenus medius kası ile sınırlanmış dar bir alandır. Bu noktada brakial pleksusun bütün sinirlerine ilaveten subklavian arter ve ven de sıkışabilir. Torasik çıkış sendromu genellikle 18-35 yaş arası kadınlarda görülür. İdiopatik, veya injuri ve repetitif zorlamaların tetiklemesi sonucu olabilir. Semptomlar arasında kolay yorulma, ve bütün üst ekstremiteye yayılan ağrı, şikayetleri olabilir.

Klinik muayene de aşikâr bir bulgu olmayabilir veya kafa karıştıran bir bulgular karışımı olabilir. Çoğu zaman hem supraklaviküler hem infraklaviküler olarak Tinel işareti pozitiftir. Roos testi hastaya her iki elini “teslim oluyorum” pozisyonunda başı üzerinde tutarken parmaklarını açıp kapaması söylenerek yapılır. Pozitif olduğu zaman semptomlar bir dakika içinde ortaya çıkar. Adson testi, hasta başını aynı tarafa çevirip derin bir nefes alıp, nefesi tutarken, radial nabzın palpe edilmesiyle yapılır.

Eğer radial nabız kaybolur, azalır, veya bu manevra semptomların ortaya çıkmasına neden olursa test pozitif olarak değerlendirilir. Kostoklaviküler kompresyon testi, klaviküla üzerine bir süre aşağı doğru baskı yapılarak uygulanır ve eğer semptomları davet ediyorsa pozitif olarak değerlendirilir. Aşağı servikal vertebraların anteroposterior grafisinde bir servikal kostanın varlığı görülebilir. Sinir kondüksiyon çalışmaları çoğu zaman normaldir, fakat bazen daha distal sinir sıkışma noktalarında yavaşlama gösterir, bu duruma “double crush syndrome” adı verilir.

Torasik çıkış sendromunun tedavisi temelde cerrahi değildir. Boyun ve torasik kaslara egzersiz verilir ve semptomların ortaya çıkmasına neden olan aktiviteler değiştirilir veya sınırlanır. Bazı hastalarda anterior skalen kasların içine lokal anestetik ve kortikosteroid karışımı enjeksiyonu semptomları giderebilir. Özellikle elektrofizyolojik ve radyolojik olarak kompresyon bulgularının desteklendiği vakalarda, eğer semptomlar sebat ediyorsa cerrahi dekompresyon gerekebilir. Bu gevşetme, birinci kostanın transaksiller veya transservikal olarak rezeksiyonu ve ilaveten skalen kasların gevşetilmesiyle sağlanır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp