Narsistlerin Korkuları ve Başarıları

Narsistlerin Korkuları ve Başarıları

"Mezarlıktan ıslık çalarak geçmek" pek çok kimsenin yaptığı şeydir. Gerçekte son derece korkuyordur. Fakat korkmuyor taklidi yapmak zorundadır. İşte bunun gibi narsistlerin bir kısmı eksiklik, aşağılık duygularını bastırmak için kendilerine güveniyor rolü yaparlar. Fakat bu rolü içselleştirdikleri için güvenli gözükürler.

Korku ile güven arasında zihinsel duvar çok incedir, her an yer değiştirebilir. Amacı, bir insandan daha fazla bir şey olduğunu ispatlamak olan bir kişi düşününüz; bu kişinin en büyük korkusu sıradan bir kişi olmaktır. Dünyada en büyük ve değerli şey olarak kendilerini hissettikleri için bunu kanıtlama çabası içinde çırpınırlar, çok çalışırlar. Bunun için yetenekli ve iddialıdırlar. Bilim, sanat, spor, politika, komutanlık, liderlik ve ticaret gibi rekabet edilen her şeyi bu kişiler keşfederler dersek abartılı olmaz. Bu kişileri dengelemeye çalışan din adamlarının azizlik ve velayet derecelerinin artması da insanlığa ikinci faydalarıdır.

Narsist insanların yaptıkları işlerden hoşlanırız, ama kişiliklerinden nefret ederiz. Liderlerin pek çoğu narsisttir. Hitler canlı bir örnektir. Liderlik ile narsistlik ince bir duvarla ayrılır. Liderlik bittiğinde narsizm başlar. Liderlerin çevresindeki dalkavuklar onların içlerindeki narsist yönlerini beslerler, büyütürler ve onları narsist canavar yaparlar.

Bunun için demokrasi, insanlığın geldiği en ileri olgunluk düzeyi oldu. Çünkü demokraside muhalefet vardır. Eleştiri açıkça yapılır. Böyle bir lider narsistlik eğilimindeyse onun hatalarının, yanlışlarının, zayıf taraflarının söylenebilmesi sorumlulukla dengelemeyi sağlar. Tarihte başarılı olmuş ve sevilen liderlerin arkalarında onu sorgulayan ve sorumlu davranmaya yönlendiren manevi bir liderin olması tesadüfi değildir. Eski Yunan'da Sokrates, Aristoteles, bizden Akşemseddin ve Şeyh Edebali gibi kişileri sayabiliriz.

Öncelik İçgüdüsü Taşırlar

Bir narsist kendisi için iyi olanın tek iyi ve tek yol olduğuna inanıyor ve vazgeçmiyorsa, onun hata yapmasını beklemek ve fakat onaylamadığımızı da belli etmekten başka yapacak bir şey yoktur.

İnsanda fıtratı gereği ilk ve evvela kendini sevme, kendi ihtiyaçlarına öncelik verme duygusu vardır. Başkalarını düşünmek, başkalarının ihtiyaçlarını önemsemek egomuzun hoşuna gitmez, ancak insan gibi yaşamak için egomuzun bu yönünü dengelememiz gerekir. "Önce can, sonra canan" adil bir duygu değildir. Önce doğrular ve ilkeler -can veya canan hoşlansa da hoşlanmasa da- diyebilmek bilgece davranıştır.

Narsist kişilerin başkalarının ihtiyaçlarını, arzularını, yeteneklerini, isteklerini görme kabiliyetleri gelişmemiştir. Bu sebeple empati yoksunluğu onları sevenlere acı çektirir. Onları sevenler kimliksiz olmak zorundadırlar.

Ben merkezci narsistleri seven pek çok eş veya kişi onların kendilerini sevmeme nedenini araştırırlar, ancak bulamazlar. Kusurları kendilerinde ararlar. Böyle narsistlerin sevgilileri hayatlarını mahvederler. Büyük çapkınların, büyük politikacıların önemli kısmı narsisttir. Bir şeye ihtiyaçları olduğu zaman empatiye sahipmiş gibi davranır ve rol yaparlar. Etkileyici, çarpıcı, rol yapıcı davranışlarını çoğu zaman farkında olmadan gerçekleştirirler. Alçakgönüllü rolü oynarken bile egolarını parlatmaktadırlar. İkiyüzlülükten farklı olarak, bu davranışları kişiliklerinin gereği olarak yaparlar.

Satışı İyi Yaparlar

İnsanları etkileme, göz boyama konusunda çok başarılıdırlar. Karşı taraftaki kişinin neyi duymak istediğini çok iyi fark ederler. Hayranlık duygusu uyandırıncaya kadar işe devam ederler. İleri narsistler hayranlık duygusu uyandırdığı kişiyi artık yok sayar, küçümser.

Kendilerini övmekten utanmazlar. Zeki narsistler gizli övünmeyi çok yaparlar. Toplantılarda soru sorarken en az konuşmacı kadar çok şey bildiklerini göstererek yorumlar yaparlar. Kendisiyle dalga geçiyor rolü bile oynayabilirler, eğer alkış getirecekse.

Ünlü kişileri etkilediklerini sözleri arasına sıkıştırırlar. Çevre tarafından akıllı ve yetenekli olarak bilinirler. İlk tanışmalarda çok etkileyicidirler. Uzun beraberlikte bencil ve çıkarcı yapıları nedeniyle kendilerinden nefret ettirirler. Fakat elde ettikleri güç, para, şöhretle insanları kendilerine bağlarlar.

Vitrinleri dolu ama gönülleri boş olan böyle kişilere nasıl davranacağınızı yazımızın sonunda okuyacaksınız.

Çok Çalışırlar

En büyük korkuları sıradan olmak olduğu için ve kendilerini üstün görmeye devam etmek amacıyla, başarılı olmak zorundadırlar. Çalışıp zafer kutlamak en büyük doyumlarıdır.

Çoğu işkoliktir, ne istediğini bilir, amacına kilitlenir. Amerikan Kapitalizmi yaratıcılığı ve üretimi arttırmak için bu kişilik özelliğini teşvik ediyor. Para, şöhret, güç getiren işler sistemin motoru oluyor. Adil olmayan çabaların, toplumda zayıfların ezilmesi sonucunu doğurarak sosyal barışı zedeleyeceğini söylemeye gerek var mı?

Adil Değildirler

Kendilerini özel olarak gördükleri için herkes için geçerli kuralların kendileri için geçerli olmadığına inanırlar. Hukukta "adalet zayıf sineklerin takıldığı, kuvvetli sineklerin delip geçtiği bir ağdır" şeklinde bir söz vardır. Bu söz narsistik ahlak sahibi kişiler için söylenmiş olsa gerek.

Her yerde kırmızı halı ile karşılanmak isterler. Bu olmazsa bozulurlar ve acımadan bozarlar.

Eğitimli olmayan narsistlere sıra beklemek, kuyruğa girmek, çevrelerini temiz bırakmak, trafikte öne geçmek zevk verir. Kuralları ustaca atlatmak, insanları enayi yerine koymak, başkalarını kullanmak onlara keyif verir. Böyle davranışları başkalarına anlatmak ise onlar için ayrı bir zevktir.

Yarışmacıdırlar

Narsistik özellikteki kişiler rekabeti severler. İhtiraslı ve doyumsuz yapıları nedeniyle hep ölesiye mücadele ederler. Hiyerarşiyi çok iyi bilirler. Giyimleri, kullandıkları araba, kiminle birlikte göründükleri, yaşadıkları yerler tesadüfi seçimler değildir. Bir şeyi sevgi için yapmayı, aşık olmayı aptalca görürler. Güç ve statü takıntıları nedeniyle kazanmak için ellerinden ne gelirse yaparlar. Hile ve yalan amaca ulaşmak için gerekirse kullanılacaktır. Machiavelli'nin felsefesi çok hoşlarına gider: "Gayeye ulaşmak için her yol caizdir" düşüncesi onlar için rehber olmuştur.

Hile ve yalanı kullanma eğilimleri onları en tepede tutmaya götürebilir. Fakat balonları söndüğünde de narsistik yaralanma yaşarlar. Düşünmeden yaşamlarına son vermeye karar verebilirler. Kendilerine göre yaşam sebepleri ortadan kalkmıştır. Kuyunun dibinde yaşamaktansa ölmek daha doğrudur onlara göre. İyi yarışmacı, ama kaybetmeyi bilmeyen bu kişiler mutlu olamazlar.

Eleştiriye Tahammülsüzdürler

Hata yapmaktan çok korktukları için hatalarının söylenmesini hemen kişiselleştirirler. En basit eleştiriyi kişiliklerine yapılmış bir müdahale, onlara atılan bir ok gibi görürler. Kendilerini aşağılanmış gibi hissederler; bu onları çok sıkar.

Kendi hataları konusunda objektif davranabilme becerisi kazanamadıkları için eleştiride ısrar ederseniz sizi suçlamaya başlayacaklardır. Sizi yanıldığınızı ispat etme çabası ilk yapacağı şeydir. Eğer haklıysanız sizi küçük düşürerek tatmin olma yolunu seçecektir. Bu haliyle narsisti zavallı bir çocuğa benzetebiliriz. Eleştiriyi kendisine haksız bir saldırı gibi algılıyor, doğru-yanlış ikileminden geçirmiyor ve nefret uyandırıyor.

Narsistik kişi ile ilişki kurmak zorunda iseniz kararlı ve tutarlı olmalısınız. Ne istediğinizi tam olarak bilmelisiniz. Pazarlık yapmadan karar vermemelisiniz. Böyle insanlarla sağlamcı iş yapmak, bedeli peşin almak gerekir, yoksa çok incinirsiniz.

Yardım Sevmezler

Narsist kişilerin kendi çıkarlarının söz konusu olmadığı bir şeyi yaptıkları pek görülmüş değildir. İnsanların çıkarları onların çıkarları ile çatışmadıkça çok uyumlu çalışırlar.

En büyük tutkuları ve fantezileri dünyanın en akıllı, en yetenekli, en iyisi olduklarına inanmalarıdır. Yardım ederken kendi isimlerinin geçmesi, heykellerinin dikilmesi, şirketlerinin başında adlarının yazması paradokslarıdır. Kendilerine iyi dedirtmek için yardım ederler. Bu nedenle gizli yardımı onlara yaptıramazsınız. Bu tarz yardımlar bunların egolarını cilalar. Kimliklerini belirtmeyen yardıma onları zorlamak ego eğitimleri için gereklidir.

İlk Aşkları Kendileridir

Yaşadıkları diğer paradoks da sevecen görünmeleridir. Sevgi doludurlar, insanları rahatlatırlar. Sizi sevdiklerini, sizi düşündüklerini zannetmeyiniz. Onlar sizdeki çıkarlarını severler. Sevgileri hep karşılıklıdır. Aşık oldukları, karşılıksız sevdikleri tek varlık kendileridir. Çıkarları yoksa en yakınlarını bile umursamazlar. Aynaya baktıklarında kendilerini görmezler, hayallerindeki kişiyi görürler. "Ayna ayna söyle bana, var mı benden daha güzeli!" narsizmin simgesi olmuştur.

Tatminsizdirler

Sıradan insan olmak korkuları, hep daha çok şey istemeleri, yetinme duygularının olmaması onların hırslı olmalarına neden olur.

Kendilerinin gerçek sınırlarını bilemezler. Kendilerini bir bütünün parçası gibi görmedikleri ve her şeyi kontrol edebilecekleri duygusu sürekli gerilimde olmalarına neden olur. Küçük bir düzensizliği, eleştiriyi ve hatayı tehdit olarak algılarlar.

İnsanların kendilerine hep haksızlık yaptıklarını düşünmeleri, memnun etmek için yeterince çaba harcamadıklarına inanmaları onları gerer.

Kendilerinden ve başkalarından beklenti standartları yüksektir. Bu sebeple sık sık sinirlenirler. İnsanların istek ve emirlerini kasten unuttuklarını düşünürlerse huysuzlukları artar.

Canları sıkıldığı zaman herkesin canını sıkarlar. Kazanamadıkları zaman çok öfkelenirler, psikolojik terör havası doğururlar.

Depresyona girme eşikleri çok düşüktür. Kızgın, sinir bozucu, ruh karartıcı halleri sık yaşarlar. Depresyondadırlar, fakat kabul etmezler. Depresyonu örtülü şekilde yaşarlar. Öfkelilik, içki-sigaraya düşme, unutkanlık, bedensel arazlar şeklinde maskelenmiş depresyonla hekime zorla başvururlar.

Mutlu olmayan, gergin, öfkeli, incitici ve küstah halleri nedeniyle zor insanlardır. Doymayı bilmezler, çünkü psikolojik olarak açgözlüdürler.

Güçlü İnsanlar Yanlarında Barınamaz

Narsist kişiler kendilerinden çok emindirler. Bu kendilerinden emin ve güvenli halleri bunlardan kuşku duyan kişiler için çok çekicidir.

Narsistler birisini yanlarına almak istedikleri zaman, onun, kendisini gezegendeki en iyi ikinci insan gibi hissetmesini sağlarlar. Böyle üstün bir insana yakın olmanın minnettarlığı ile elinden gelen her şeyi yapan ikinci adam, narsist kişinin en önemli yardımcısıdır.

Minnet ve vefa duyguları pek yoktur. Daha az şey yapıp daha çok isterler, minnet duygusunu başkalarından beklerler. Başkaları iyi insan olmak için vermelidir; böylece sömürmeye devam ederler. Huysuzlanırlar ve hata yaparlar. Böylece narsist kişi onları tükürür atar. Güçlü kişiler narsistik kişinin kendilerini kullandığını hemen fark eder, ilkelerini ortaya koyar. Böylece yolları hemen ayrılır. Zayıf kişiler sürekli vererek ilişkiyi devam ettirirler. Aldıkları psikolojik tatmin onları yanlarında tutar. Kimliksiz kalmayı kabullenirlerse beraberlik sürer gider.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp