Bağışıklık Sisteminin Dengesini Bozan Sebepler
Bağışıklık Sisteminin Dengesini Bozan Sebepler :
Onsekizinci yüzyılda İngilterede kişi başına şeker tüketimi yılda 5-6 gram (kilogram değil, gram) iken, 2011 yılında Avrupa’da ortalama şeker tüketimi 37 kilograma çıktı. Dünyada en fazla şeker tüketen ülke İsrail, kişi başına yılda 70 kilogram şeker tüketiyorlar. Türkiyede 2011 yılında kişi başına yıllık şeker tüketimi, 29,61 kilogram olarak gerçekleşti.1 Bu kadar fazla şeker tüketimi, tarihin hiçbir döneminde görülmedi. Binlerce yıl boyunca insanoğlu şeker olmadan yaşadı. Şekerin aşırı tüketiminin bağışıklık sistemi cevabını bozduğunu ve obeziteye sebep olduğunu biliyoruz. Üstelik kanser hücreleri de şekerle besleniyor.Şekerin vücudunuz için hiçbir faydası yok. Şeker yiyerek vücudun hiçbir temel ihtiyacını karşılamıyorsunuz. Üstelik bir de sağlığınızı bozuyor. Şeker tüketmeye devam etmeniz, sadece şeker üreticilerine fayda sağlıyor, bol bol para kazanıyorlar. Sağlığınızı korumak için rafine şekerden, şekerli yiyecek ve içeceklerden uzak durun.
YETERSİZ TAZE SEBZE MEYVE TÜKETMEK
Düzenli ve yeterli miktarlarda taze sebze ve meyve tüketmemek bağışıklık sistemini zayıflatır. Vitamin ve mineral yönünden zengin, yüksek lifli sebze ve meyve tüketimi bağışıklık sistemini destekler, hasta olma ihtimalini de azaltır. Her sebze ve meyveyi, mevsiminde doğal olarak tüketmenizi tavsiye ediyorum; yazın domates, kışın pırasa yiyin. Mevsimi dışında sebze ve meyve tüketimi hastalıklara ve kansere davetiye çıkarmaktır.
OBEZİTE
Tıpkı yetersiz beslenmek gibi, aşırı kilolu olmak da bağışıklık sisteminin dengesini bozuyor. Sık sık hastalanmak istemiyorsanız, fazla kilolarınızdan kurtulun.
ALKOL TÜKETİMİ
Alkol tüketenlerde, doza bağlı olarak bağışıklık sistemi hücrelerinin işlevlerinde azalma olduğu gösterilmiştir. Yani ne kadar fazla içerseniz, bağışıklık sisteminiz o kadar fazla baskılanır. Alkolden uzak durun.
OLUMSUZ VE KARAMSAR DÜŞÜNCE VE DUYGU YAPISI
Duygusal durumunun bağışıklık sistemini direkt olarak etkilediği gösterilmiştir. Mutlu ve olumlu bir tutum ve ruh haline sahip olanlarda bağışıklık sistemi çok daha iyi çalışır. Tam tersi bir durum, yani depresif ve mutsuz bir ruh hali ise bağışıklığın zayıflamasına neden olur. Mutsuz ve karamsar olduğumuz zamanlarda daha kolay hastalanırken, mutlu, huzurlu ve olumlu olduğumuz zamanlarda kolay kolay hastalanmayız.
STRES
Stres durumu, vücutta stres hormonu adı verilen, adrenalin ve ‘kortizol’ gibi birtakım hormonların salgılanmasını artırır. Bu hormonlar, timus bezinin gerilemesine yol açar ve bağışıklık sistemini baskılarlar. Sonuçta kişinin kanser ve diğer hastalıklara yakalanma olasılığı artar. Bu nedenden dolayı, kanser hastalarının strese girmemeleri, mutlu, huzurlu ve umutlu olmaları iyileşme ihtimallerini artırır.
AZ SU İÇMEK
Yeteri kadar su tüketmeyenlerde bağışıklık sisteminin baskılandığı gösterilmiştir. Normal kilodaki yetişkin bir insanın günde 2 ile 3 litre arasında su tüketmesi gereklidir. Unutmayın, dünyadaki her madde gibi su da zehirleyebilir, çok aşırı su içmekten kaçının, dengeli tüketin.
YALNIZ YAŞAMAK
Yalnız bir hayat süren insanların, kalabalık yaşayan insanlara göre daha fazla hastalandıkları gösterilmiştir. Yalnız kalmayın, hayatınızı zenginleştirin, etrafınızı sevdiklerinizle donatın.
Bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye gerek olup olmadığını nasıl anlarız?
Şöyle bir test size yol gösterebilir. Lütfen aşağıdaki soruları evet’ veya ‘hayır’ şeklinde cevaplayınız.
SİGARA
Sigara, bana göre dünyadaki en önemli zararlılardan bir tanesi. Kanserlere sebep olması ve pek çok hastalığa davetiye çıkarmasının yanında, doğal öldürücü hücrelerin aktivitesini azalttığı gösterilmiştir. Sağlıklı yaşamak ve dengeli çalışan bir bağışıklık sisteminiz olmasını istiyorsanız, sigara içmeyin ve yanınızda da içirmeyin. Unutmayın, pasif içici olmak da en az aktif içici olmak kadar sağlığa zarar veriyor.YETERSİZ BESLENME
Bağışıklık sisteminin direncini düşüren en yaygın neden, yetersiz beslenmedir. Vücudun ihtiyacı olan temel maddelerin yetersiz miktarda alınması bağışıklığı zayıflatır ve hastalıklara zemin oluşturur.ŞEKER TÜKETİMİ
Aşırı miktarda şeker ve şekerli gıda tüketiminin bağışıklık sistemini zayıflattığı gösterilmiştir. Şeker ağızdan içeri girdikten sonraki 30 dakika içinde olumsuz etkileri başlar ve 5 saat boyunca devam eder. Akyuvarların yabancı maddeleri parçalama yeteneklerini yarı yarıya azaltır. Düzenli bir şekilde şeker tüketilmesi, bağışıklık sisteminin kronik olarak baskılanmasına yol açar. Şeker kullanmanızı hiç önermiyorum, hayatınızdan çıkarın ve çocuklarınızı da şekere alıştırmayın. Çocuklarınıza gazlı içecekler ve gazozlar içirmeyin. İlla meyve suyu içecekseniz, evde kendiniz taze mevsim meyvesinden sıkın ama benim size tavsiyem suyunu değil, meyvenin kendisini tüketin.Dünyada şeker üretimi yirminci yüzyılda hızla arttı.Onsekizinci yüzyılda İngilterede kişi başına şeker tüketimi yılda 5-6 gram (kilogram değil, gram) iken, 2011 yılında Avrupa’da ortalama şeker tüketimi 37 kilograma çıktı. Dünyada en fazla şeker tüketen ülke İsrail, kişi başına yılda 70 kilogram şeker tüketiyorlar. Türkiyede 2011 yılında kişi başına yıllık şeker tüketimi, 29,61 kilogram olarak gerçekleşti.1 Bu kadar fazla şeker tüketimi, tarihin hiçbir döneminde görülmedi. Binlerce yıl boyunca insanoğlu şeker olmadan yaşadı. Şekerin aşırı tüketiminin bağışıklık sistemi cevabını bozduğunu ve obeziteye sebep olduğunu biliyoruz. Üstelik kanser hücreleri de şekerle besleniyor.Şekerin vücudunuz için hiçbir faydası yok. Şeker yiyerek vücudun hiçbir temel ihtiyacını karşılamıyorsunuz. Üstelik bir de sağlığınızı bozuyor. Şeker tüketmeye devam etmeniz, sadece şeker üreticilerine fayda sağlıyor, bol bol para kazanıyorlar. Sağlığınızı korumak için rafine şekerden, şekerli yiyecek ve içeceklerden uzak durun.
YETERSİZ TAZE SEBZE MEYVE TÜKETMEK
Düzenli ve yeterli miktarlarda taze sebze ve meyve tüketmemek bağışıklık sistemini zayıflatır. Vitamin ve mineral yönünden zengin, yüksek lifli sebze ve meyve tüketimi bağışıklık sistemini destekler, hasta olma ihtimalini de azaltır. Her sebze ve meyveyi, mevsiminde doğal olarak tüketmenizi tavsiye ediyorum; yazın domates, kışın pırasa yiyin. Mevsimi dışında sebze ve meyve tüketimi hastalıklara ve kansere davetiye çıkarmaktır.
OBEZİTE
Tıpkı yetersiz beslenmek gibi, aşırı kilolu olmak da bağışıklık sisteminin dengesini bozuyor. Sık sık hastalanmak istemiyorsanız, fazla kilolarınızdan kurtulun.
ALKOL TÜKETİMİ
Alkol tüketenlerde, doza bağlı olarak bağışıklık sistemi hücrelerinin işlevlerinde azalma olduğu gösterilmiştir. Yani ne kadar fazla içerseniz, bağışıklık sisteminiz o kadar fazla baskılanır. Alkolden uzak durun.
OLUMSUZ VE KARAMSAR DÜŞÜNCE VE DUYGU YAPISI
Duygusal durumunun bağışıklık sistemini direkt olarak etkilediği gösterilmiştir. Mutlu ve olumlu bir tutum ve ruh haline sahip olanlarda bağışıklık sistemi çok daha iyi çalışır. Tam tersi bir durum, yani depresif ve mutsuz bir ruh hali ise bağışıklığın zayıflamasına neden olur. Mutsuz ve karamsar olduğumuz zamanlarda daha kolay hastalanırken, mutlu, huzurlu ve olumlu olduğumuz zamanlarda kolay kolay hastalanmayız.
STRES
Stres durumu, vücutta stres hormonu adı verilen, adrenalin ve ‘kortizol’ gibi birtakım hormonların salgılanmasını artırır. Bu hormonlar, timus bezinin gerilemesine yol açar ve bağışıklık sistemini baskılarlar. Sonuçta kişinin kanser ve diğer hastalıklara yakalanma olasılığı artar. Bu nedenden dolayı, kanser hastalarının strese girmemeleri, mutlu, huzurlu ve umutlu olmaları iyileşme ihtimallerini artırır.
AZ SU İÇMEK
Yeteri kadar su tüketmeyenlerde bağışıklık sisteminin baskılandığı gösterilmiştir. Normal kilodaki yetişkin bir insanın günde 2 ile 3 litre arasında su tüketmesi gereklidir. Unutmayın, dünyadaki her madde gibi su da zehirleyebilir, çok aşırı su içmekten kaçının, dengeli tüketin.
YALNIZ YAŞAMAK
Yalnız bir hayat süren insanların, kalabalık yaşayan insanlara göre daha fazla hastalandıkları gösterilmiştir. Yalnız kalmayın, hayatınızı zenginleştirin, etrafınızı sevdiklerinizle donatın.
Bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye gerek olup olmadığını nasıl anlarız?
Şöyle bir test size yol gösterebilir. Lütfen aşağıdaki soruları evet’ veya ‘hayır’ şeklinde cevaplayınız.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
