Hipoglisemi Koması

Hipoglisemi Koması: Beynin faaliyetlerini yavaşlattığı dönemde yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, iç ezilmesi, açlık, isteksizlik, unutkanlık, uyku hali ya da tam tersine sinirlilik, saldırganlık, öfke atakları, alınganlık gibi belirtiler ortaya çıkıyor.

Beyin fonksiyonlarındaki bozulma bir işe odaklanmayı, yeni şeyler öğrenmeyi güçleştiriyor. Sebepsiz yere ağlamalar, bulantı, görmede bulanıklık veya çift görme, uyku bölünmeleri, üşüme hissi gibi farklı belirtiler de ortaya çıkabiliyor.

Eğer kan şekerindeki düzelme giderilmezse yukarıda da belirttiğimiz gibi beyin fonksiyonlarını daha da sınırlıyor, sersemlik, derin uyku hali ortaya çıkıyor. Sorun derinleşirse komaya bile girilebiliyor. Bu duruma tıp da "hipoglisemik koma" deniyor.

Herkesin hipoglisemisi kendine özgüdür

Geleneksel tıbbın ünlü deyimlerinden biri olan "hastalık yok, hasta vardır" cümlesinin en geçerli olduğu koşullardan biri hipoglisemi olmalıdır.

Siz bu durumu "herkesin hipoglisemisi kendine özgüdür" diye de değerlendirebilirsiniz. Belirtiler bazen gerçekten şaşırtıcıdır. Aynı kan şekeri değeri düşmeleri diyelim ki kan şekeri 55mg/dl olan iki ayrı kişide- birinde uyku hali, unutkanlık, yorgunluk, iç geçmesi, el ve ayakta çözülme, depresif belirtilere diğerinde sinirlilik, öfke, gerginlik, korku hatta panik ataklar- huzursuzluk gibi işaretlere neden olabilmektedir.

Hipoglisemi ile oluşan belirtilerin tipi ve derinliğini belirleyen iki şeydir: hipogliseminin oluşma hızı ve derinliği. Hipoglisemi ne kadar hızla ortaya çıkarsa -vücudun adaptasyon sistemleri devreye girmekte zorlanacağından- belirtiler o kadar dramatik, ağır ve telaşlandırıcıdır.

Hipoglisemi belirtileri kan şekeri düşüklüğü ilerledikçe ağırlaşır. Öyle bir noktaya gelinir ki artık o kişide derin bir koma ve hatta beyinde geri dönülmez değişikliklerin oluşması kaçınılmazdır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp