Bypass Ameliyatı Riskleri

Bypass Ameliyatı Riskleri

Normal koşullarda bir bypass ameliyatında ölüm riski % 0.5-2 arasında değişir. Bazı hastalarda bu risk artar. Daha önce miyokardiyal enfarktüs (kalp krizi) geçirilmesi, daha önceden geçirilmiş kalp ameliyatı, kalbin kasılma ve gevşeme fonksiyonlarında bozukluk, çok ince çaplı ve birçok darlık içeren koroner arterler, böbrek, karaciğer, akciğer fonksiyon bozuklukları, ileri yaş, şeker hastalığı, pıhtılaşma bozuklukları gibi problemler ameliyat riskini az veya çok arttırırlar. 
 
Hastaları bu açıdan daha objektif olarak değerlendirmek amacıyla çeşitli “Risk Skorları” geliştirilmiştir. Bu skorlamalarda hastaya ait her önemli faktör bir tabloda işaretlenerek toplam ağırlıklırisk değerleri hesaplanmaktadır. Günümüzde birçok merkez, bu skörlarlamalan kullanmaktadır. Örneğin, şu anda en yaygın kullanılan skorlama sistemi “Euroscore” dur.

Koroner bypass işlemi bir önceki başlıkta açıklanan riskleri taşır. Uygulanan yönteme, hastanın işlem öncesindeki genel sağlık ve kalp sağlığı durumuna göre değişir. Bu risk, en iyi koşullarda % 1 ve altındadır. Yani iyi koşullar da bile 100 hasta ameliyat edilirse bunlardan biri ameliyat veya sonrasında çeşitli nedenlerle kaybedilebilir veya geçici/kalıcı sağlık problemi oluşabilir. Hastanın yaşına, cinsine, ek hastalığı olmasına, kalbinin durumuna ve yapılacak ameliyatın cinsine göre bu risk 10-20 katına kadar artabilir. Riskin kendi durumunuza göre yaklaşık ne kadar olduğunu doktorunuzla konuşarak öğrenebilirsiniz.

Bypass Ameliyatı Sonrarı Yapılması Gerekenler

Hasta kendini yormamalıdır
Açık kalp ameliyatı sonrası uykusuzluk ve iştahsızlık görülebilir. Bu tür değişimler özellikle yaşlı hastalarda daha sıktır. İyileşme dönemi sonunda bu şikayetler de ortadan kalkar. Hastanın taburcu olduktan sonra en az 6 hafta sırt üstü yatması gerekir. Aynı zaman aralığında hastanın ağırlık kaldırmamasına dikkat edilmelidir. Ameliyat sonrası günlük aktiviteler ve yürüyüşler sırasında hasta kendini yormamalıdır. Böylelikle hastanın zamanla efor kapasitesi yavaş yavaş artacaktır.

Ameliyat sonrası enfeksiyon riskine dikkat
İyileşme döneminde dikkat gerektiren bir diğer konu, hasta ziyareti alışkanlıklarıdır. Açık kalp ameliyatı sonrasında vücudun savunma mekanizmaları bir miktar baskılanır. Bu dönemde hasta kendini enfeksiyon kaynaklarına karşı korumalıdır. Yoğun bakımdan çıktıktan sonra ilk 2 gün mümkün olduğu kadar ziyaretçi kabul edilmemesi önerilir. İlerleyen günlerde ise ziyaretler mümkün olduğunca az ve kısa süreli kabul edilebilir. Hasta, nezle ve grip gibi bulaşıcı hastalığı olanlarla aynı ortamda bulunmamalıdır.

Sigara içilen ortamda bulunmamalı
Kişi, hastalık veya ameliyat nedeniyle eğer sigarayı bırakmışsa, iyileşmeye yönelik ilk adımı atmış demektir. Sigaranın kalbin en büyük düşmanı olduğunu unutmamak gerekir. Hasta sigara içilen ortamlarda bile kesinlikle bulunmamalıdır

Bypass Ameliyatı Nasıl Yapılır
Cerrah kalbe ulaşmak için göğsün ortasında bir kesi yeri açar ve göğüs kemiğini (sternum) ayırır. Greftleme (kullanılacak damarın tıkalı artere dikilmesi) işleminden önce kalp geçici olarak durdurulabilir. Bu süre boyunca dolaşım ve solunum fonksiyonları, bir kalp-akciğer makinesi tarafından sürdürülür. Makine, kana oksijen sağlar ve kanı tekrar vücuda pompalar. Bypass edilecek olan damar, göğüs, kol ya da bacaktan alınır. Damarın bir ucu tıkanmanın olduğu yerin aşağısında olmak üzere koroner artere dikilir. Cerrahiden sonra göğüs kemiğiniz kuvvetli tellerle bağlanır ve kesi yeri dikilir. Çoğu hastada göğüs kemiği 6-8 haftada tamamen iyileşir. Kalp ve akciğerler ise cerrahi tamamlandıktan hemen sonra eski işlevlerine geri dönerler.

BYPASS AMELİYATI NEDİR

Her organ gibi kalbimizin de yaşamak ve görevini yapmak için kanla beslenmeye gereksin duyar. Kan, kalp kasımıza koroner arter adı verilen atardamarlar yoluyla gelir. Bilindiği gibi damar sertliği (ateroskleroz) tüm vücuttaki damar iç duvarında yerleşebilen ve yerleştiği bölgede darlıklara neden olan bir hastalıktır. Koroner arterler de damar sertliğinden önemli oranda etkilenir. Bunun sonucunda kalp kasının beslenmesi için tek kaynak olan koroner arterlerde daralmalar ve tıkanmalar oluşabilir. İskemik kalp hastalığı dediğimiz bu tablo kendini genellikle "anjina" adı verilen bir ağrı ile gösterir. Anjina her hastada olmamakla birlikte, genellikle bir kalp krizinin en önemli habercisidir. Bazen de hastalar hiç ağrı tanımlamadan da kalp krizi geçirebilir.

Göğüs ağrısına ve kalp krizine neden olan koroner arterlerdeki daralmalar belli bir seviyenin üzerine çıktığında kanın akışında engel oluşturur. Bu da kalbin yeterince beslenememesi ve dolayısıyla görevini tam anlamıyla yapamaması anlamına gelir. Bu olumsuz tabloyu ortadan kaldırmak amacıyla uygulanan cerrahi işleme koroner bypass ameliyatı denilir. Koroner bypass ameliyatının amacı; varsa göğüs ağrısını ortadan kaldırmak ve oluşabilecek bir kalp krizinin önüne geçmektir. Böylece hastanın yaşam kalitesinin iyileştirilmesi ve ömrünün uzatılması amaçlanır.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp