Çay Tanımı

Çay Tanımı

Çay (Camellia sinensis), çaygiller (Theaceae) familyasından nemli iklimlerde yetişen, yaprak ve tomurcukları içecek maddesi üretmekte kullanılan bir tarım bitkisi. Yeşil çay, siyah çay, ve oolong çayı farklı oksidasyon seviyelerinden geçirilerek üretilir. Diğer yandan Kukicha çayı (sürgün çayı) yapraklardan ziyade sürgün ve gövdeden elde edilir.

Anavatanı Güney ve Güneydoğu Asya olmasına karşın dünya üzerinde tropik ve subtropikal bölgelerde de yetiştirilmektedir. Tarım amaçlı yetiştirilenler 2 m'nin altında küçük ağaç görünümünde herdem yeşil bitkilerdir. Serbest bırakıldığında 9 m boyunda bir ağaç formunu kazanır. Kuvvetli ana köke sahiptir.

Çayın Tarihçesi

Çayın Avrupa’da ilk söz edilişi ise binlerce yıl sonra, 1559 yılında gerçekleşir. 1606 yılı ise çayın Avrupa’yla tanıştığı yıl olarak tarihe geçer. 1635 yılından sonra, Hollanda ve Fransa, Avrupa’da çay tüketimine öncülük eden ülkeler olurlar.

İlk demlik örneklerinin Çin’den Avrupa’ya ulaşması ise 1650’li yıllarda gerçekleşir.

Çayın Amerika’ya ulaştıran ise Peter Stuyvesant’tır. Bugün New York olarak anılan New Amsterdam’a yerleşen Hollandalı koloniler, Amerika’nın ilk çay tiryakileri olarak tarihe geçerler. Çaya bilimsel adının yani Camelia sinensis ’in verilişi ise 1753 yılına rastlar. 1800’lü yıllarda, Avrupa ve Amerika’da yavaş yavaş çay endüstrisi boy göstermeye başlar.

Thomas Lipton’un ilk dükkânı da 1871 yılında, İngiltere / Glasgow'da hizmete girer. 1890 yılına gelindiğinde Thomas Lipton, Seylan’da ilk çay tarlasını satın alır. Hindistan’dan getirilen çay tohumları 1903 yılından itibaren Kenya ’da yeşermeye başlar.

Amerika’da, sıcak havalarda çay satmakta zorlanan Richard Blechynden , çayı soğuk halde sunmayı akıl eder. Amerika kökenli Ice Tea kavramı da işte bu tesadüfle doğar. Poşet çayın keşfi ise 1908 yılında gerçekleşir.

Üst sınıflara hitap eden pahalı bir içecek olmaktan uzaklaşarak gitgide herkes tarafından tüketilen bir içecek haline gelen çay, çeşitli yeniliklerle birlikte gelişmeye devam eder.

Günümüzde ise, bir yıl içinde dünyada tüketilen Lipton sıcak çaylarıyla tam 3 bin 660 adet olimpik yüzme havuzu doldurmak mümkün. Dünyada en çok çay tüketen ülkeler arasında Türkiye’nin de yer aldığının da unutmadan altını çizelim. 1900’lü yıllara kadar çayı tanımayan ve tam bir ’kahve tiryakisi’ olan ülkemizde bugün çay, sudan sonra en sık tüketilen içecek haline gelmiş durumdadır. Türkiyede en çok çay üretilen il Rize'dir.

Çayda Diğer Bileşenler

Proteinler, karbonhidratlar, yağlar, mineraller, vitaminler ve fiber içerir. Miktarları genellikle tıbbi ya da besinsel olarak önemli olamayacak kadar azdır. Ama arpa ve limon otu iyi birer selenyum (örneğin, erkek kısırlığım ve prostat kanserini önlemeye yardımcı olur), kuş otu C vitamini, karahindiba demir ve bakır, ısırgan otu demir (gerçekten de demir bakımından ıspanaktan daha zengindir), kırmızı çalı magnezyum (potansiyel sakinleştirici etkisine yardımcı olur), çay florür (çay pek çok kişi için önemli bir kaynaktır) ve manganez, yeşil çay da (daha az miktarla oolong, beyaz ve puerh) C vitamini kaynağıdır.Diğerleri şunları içerir:
 
• Alkilamidler (ekinezyada) hücrelerdeki kanabinoid alıcılarına bağlanarak iltihaplanmayı, ağrıyı ve tansiyonu düşürebilir; antibakteriyel, kanser önleyici ve anti-viral özellikleri vardır.
 
• Betainin (arpa ve ısırgan otunda) yüksek seviyedeki amino asit homosisteini düşürerek kalp hastalıklarını önlediği öne sürülür.
 
• Maillard reaksiyonu bileşenleri: Bitkisel içerikler kavrulduğunda şekerlerden ve proteinden meydana gelen karışık lezzet bileşenleridir. Alkilpirazin (iştahı bastırdığı düşünülür, kavrulmuş arpada bulunur) ve diğerlerini (kavrulmuş mısır, kavrulmuş karahindiba ve çayda) içerir.
 
• Faseolamin, kerkede çayının protein benzeri içeriği, sindirim sisteminde amilazları (nişasta sindiren enzimler) engelleyerek kilo verilmesine yardımcı olur.
 
• Kuinonlar: Kanser önleyici, antibakteriyel, antiok- sidan, idrar söktürücü ya da başka etkileri vardır, emodin, portakal rengi-sarı pigment parietin ve ku- estin (kuş otunda); glukokuinon (ısırgan otunda) ve rosmarikuinon (biberiyede) içerir. Kuinonlar mine çiçeğinde de bulunur.
 
• Serotonin, melatoninden (gündüz parlak gümşığına maruz kalındıktan sonra gece üretilen bir hormon) üretilen bir sinir ileticidir , ısırgan otunda (ama vücuda fazla bir etkisi olamayacak kadar az miktarda) bulunur. Beyinde vücudumuz tarafından yapılan serotoninin antidepresan etkisi varken, çaydan emilen serotonin kandan beyne geçememektedir.

SENDE YORUM YAP!

Whatsapp